Durup dururken oturmadı gözlerime
Bu ihtiyar bakışlar
Gün tüketmeden öldürmüşsem güneşi
Bilin ki içimde kapanmayan bir yara var
Gölgesi yakan iklimlerde
Yalancı çıktım kuşlara
Bu bahar dönecek dedim, dönmedin
Karanfiller sana süslenir her gün
Mevsimler sonbahar vurmaz
Gittiğinden beri
Yolların şiirden örülmüştür
Eylül on sekiz
Yakınlığın kadar uzaksın bana
Bütün lisanlar suskun seninle aramızda
O kızıl saçlarında eriyen her yağmur tanesi
Ve sonbaharın sana kattığı tasvirsiz güzellik
Bütün kuşlar yasta ve sürgün şimdi
Yok, bu şiirin herhangi bir başlığı
Çünkü senin için, sana yazıldı
Sana yazdıklarım ancak unutmanın önsözü olur
Sevdalı şiirlerim unutulmuş bir deniz ortasında yakıldı
Tasviri mümkün olmayan bir şehrin
Puslu bir sonbahar sabahında
Gazetelerin kan kokan gri sayfalarında
Bir intihar suskunluğu düğümlenecek boğazına
Hatıralar soğuk bir nefesde canlanacak
Eğer bir parça sevdiysen beni
Gün gelir avuçlarında cam kırığı kalır kalbin
Hangi yangının artığı bilinmez,
Sevdaya öksüz kalır yüreğin
Gün gelir susar vakit
Tutulmaz aşk uğruna bozulur âkit
Hafızan hatırlamaya müsait
Benim için bir anne çizebilir misin?
Daha çocuğum
Yatağım kenarında yalnızlık kırıntıları
Gecenin bin bir çeşit sesine alışmışın
Masal kahramanları girmiyor rüyalarıma
Bir adı olmalı
Bu tükenmişliğin
Kırık dökük kalmış her şeyin
Uçurum ayazlarında titremelerin
Düşünmeden kurulan cümlelerin
Islanmış kirpiklerin
Bu gece yıldızlar ağladı
Ben ağladım
Denizin orta yerinde
Ufak bir balıkçı sandalı
Yıldızlar ağladı
Ben ağladım
İçimde büyüyorsun
Kök salıyorsun en diplerime
Seni biriktiriyorum
Soluğu uzun cümlelerimde
Gözlerini bilinmez renklere boyuyorum
Her yağmur sonrası
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!