Lambalar sönük
Keder geceye bürünüp çalmış kapımı
Açsam kahır
Açmasam bir aralık bulur döner dolanır
Gözlerim eksik bir şiir gibi
Gitme anne ne olur gitme
Dayanamıyorum seni böyle çaresizce
Ölüm döşeğinde görmeye
Yalvarıyorum her gün rabbime
Alsın benim ömrümden de
Katsın senin ömrüne
Gece yarısına beş vardı
Yıkıldık gara
Ağlıyordun, ağlama
Uzak şehirlerde menekşeler
Sahte gülümser
Can bulamazsın diyordun
Kızıl saçlarından dökülüyordu
Baharda tomurcuklar gibi
Aşk taneleri
Susuyordum
İçimde kopan fırtınalar
Çürütse de beni
Her sabah menekşeler bıraktım pencerenin önüne
Güzelliğine tasvir mümkün değilse de
Yüklemsiz birkaç aşk tümcesi
Bilmedin kimin getirdiğini
Her sabah bekledin pencerenin önünde
Bir tutam menekşeyi
Kudurdu içimdeki keder
Kıyıları zamansız aşındıran dalgalar gibi dövüyor fikrimi
Ardımda fırtınalar, önümde uçurumun
Kuşkular kemiriyor içimi kocaman dişleriyle
Oysa geceler örtmüştüm yaralarıma kapanır diye
Hep aynı yalana sadık kalıp susmuştum
Dur gitme
Demedim ardından
Ayrılık vurmadı gözlerlime üstelik
Sen zafer kazanmış bir komutan bil kendini
Sanma ki hasar olur bende sözlerin
Git
Ruhuna yavaş yavaş damlarken karanlık
Bütün hücrelerin tek şeyi sorgular
Adı ayrılık
Tükenmiş nergislerin yeşermesine son umut
Son çare değil ki ayrılık
Sen ışık ver, ben bahar
Tüm dünya bilecek
Seni sevdiğimi
Çok zaman sonra değil hemen yarın
Bir resmin vardı bende kalan
Son sözlerimi karalayacağım arkasına
Avuçlarımda kan kuruyacak
İlkokul yıllarında kabullendiğim
Malubiyet duygusu
En çok pastel boya kokulu
Resim defterlerime yansırdı
Her resmin orta yerine çizdiğim
Kafası büyük çöp adamlarda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!