Kırıldığından bu yana kanatlarım
Yaralı bir diyarda tutsağım
Ama sevgilim
Bir gün gelir
Bütün aşklar temize çekilir
Kaç sahte sevdaya yelken açar
Sevdayı kirleten sözler mi yoksa
Zaman mı sevdalara kurşun oldu
Ki hazan değmeden baharında karanfiller soldu
Eskiden yağmurlar sevda müjdelerdi kurak topraklara
Gün geldi hüzün çöktü toz değmemiş narin omuzlara
Gözlerin susuyor
Kızıl ihanetler doğuyor şehirler üstüne
Düğümlenmiş yollar hepsi sana çıkıyor
Sevgilim biz aşka uzak kaldık
Gözlerin susuyor
Vakit ayrılığa yakın
Bu gece beklemedim on ikiyi
Ne anlamı var ki yeni veya eski
Yıllar, uğrunda yaşanacak
Birileri varsa kıymetli
Ben ki karanlıklar içinde
Karanlık bir serseri
Hani bilirsin ya
Hava kararır, bulutlar toplanır ardı sıra
Yağmur bastırır birden bire
Kaçarsın
Çünkü yağmur saf, sen kirli
Artık sevdalar arası
Mevsim kış
Sokaklar kar içinde
Azrail beyazlaşmış bütün suretlerde
İstanbul’un köşe bir semtinde
Yırtık paltosundan
Hüzünler saran sinesine
Postacı uğrama bir daha bu adrese
Şair öldü geçenlerde
Ne varsa gelen artık
Bas kırmızı mührünle
Bulanamadı adresinde
Artık her akşam gidiyorum
Köşe başındaki meyhaneye
Yüreğime çöreklenen acının
Dermanını arıyorum
İçi dışı zehir kadehlerde
Çocuk resimlerimdeki
Sıcak suluboya bakışlarım gibi
Hep içimde kalsın istedim bu aşk
Beceremedim
Sarı saman sayfalarında
Bu şehrin gündüzlerini sormayın bana
Suskun, bitkin, yitik gecelerini sorun
Kaybedilmiş aşkların sancısında
Can bulmaya çalışan geceleri sorun
Onsuz geceleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!