Ey Profesör bak, Akademiye,
Karanlık bir yere gidiyoruz gör.
Bilimsel düşünce, pamuk ölüye,
Yanmaz kefenleri giyiyoruz gör.
Pamuk, buğday, nohut ekimi yasak,
Bir dilber rastladım,
Cemaline bir baktım bir daha baktım, yaklaştım.
O da baktı bana,
Yaklaştı benden yana...
Biraz yürüyelim mi dedi,
Dalgalanır derya bendin aşarsa,
Sevdalar kaynarsa coşup taşarsa,
Gönül dağlarına ateş düşerse,
Börtü böcek yanar,uçan kuş yanar.
Sevdanın uğrunda gelirse ölüm,
Eşmenin dereleri, doli akayı doli,
Sallanıp da şu gelen, saçları bigudili,
Kız senin de uğruna, kesilenin ben olim,
Yaktın ciğerlerimi, yanayı cayır,cayır.
Kartepenin üstünde akşam günü batayı,
Saçlarının burmasına,
Sinen saklı hurmasına,
Hele gerdan kırmasına,
Yanayım mı tüteyim mi?
Vuruldum o ince bele,
Bağrının bahçesi elvan kokuyor,
Aşk odu sinemi derin yakıyor.
Hasretler gönülde gamlar dokuyor,
Sinen düzlüğünde yatamadım yar.
Çırpındım içeri giriş müşküldür,
Ben bu şans denen ne menem şeye,
Ne yaptım, nettimse yaranamadım.
Kentten sürgün edip, sürsem bir köye,
Ne yaptım nettimse yaranamadım.
Gönlümün bir isteğini yapmaz he demez,
Şu dünyayı kuran mimar,
Gök dam yeri çul yaratmış,
İnsanlığa ibret için,
Türlü türlü kul yaratmış.
Eyvah eyvah hallarıma,
Ben gidemem yollarıma.
Doğsana...
Şafak sökülsün,
Tan ağarsın,
Karanlık teslim olsun artık...
Gündüze kapı aralayan
Geceyi bitirenim...
Keşke doğmasaydın
Hiç olmamış olurdun
Olmayanı da tanımamış olurdum
Sevgi olmazdı, Acı da...
Olmasaydın olamazdım...
Yinede ağırlıkta olan da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!