karanlık kalmasın ev sana...
kapı da mevsim de hep aralık.
dün, sen ziyadesiyle yokken,
dünyadaki tüm çocuklarla,
doğum gününü kutladık.
..
Bir film desem sana
Herhangi bir yönetmenin
Herhangi bir filmi
Sen ve ben elele
Herhangi bir yerde
Herhangi bir filme
sen film yabancı olsun istersin
..
iş, eş, ve ev
üç tane
2 harfli kelime
hayat bu
tek' in içinde gizli
değil mi?
..
Çocukluğumun geçtiği ev
Daracık merdivenli,
Küçük avlulu
Karanlık bir ev.
Sanki güneşle küsmüşçesine
Soğuk ve nemli evimiz
Çocukluğumun geçtiği
..
Gülfem Hanım’ın hayli canı sıkılmıştı, Eşinin Van’a tayini çıktığında. İlk görev yeriydi, çektiği kura’da orası çıkmıştı. Önce gitmek istemediler. Sonra düşündüler; Bu üzüntü de neydi. Orası da Vatan Toprağıydı ve belli bir süre kalınacaktı.
Gülfem ve eşinin ailesi İstanbul’da idi. Her ne kadar kendileri Ankara’da otursalar da Van Gölü ile deniz özlemini gideririz diye düşündüler ve gitmeye karar verdiler. Kavaklıdere’deki lüks sayılabilecek evlerinden son anda gözyaşlarıyla ayrıldılar. Zira gidecekleri gün, oradaki meslektaşları; ev bulduk, temizlettik, çatısı topraktan ama minik bahçesi var, Hükümet Binasına yakın, diyerek telgraf çekmişlerdi. Van’a gittiler, onbeş günde ancak yerleştiler, zira semtin suyu akmıyordu, elektrik de öyleydi. Büyük şehirlerde yeşile duyulan özlemden olsa gerek minik bahçedeki ağaç mutlu etmişti sevgili Gülfem’i. Soğan, maydanoz da ekerim diye düşünüyordu.
Fakat suyun akmaması da nasıl olurdu. Bir türlü bu bakımsızlığa aklı ermiyordu. Zamanın Belediye Başkanına bir mektup yazdı; “Sayın Başkanım memleketinizde hizmet etmek için severek geldik ama durum böyle, ne dersiniz” diyerek. Adres olarak çalıştığı işyerinin adresini vermişti. Zira ev adresini henüz bilmiyordu. Zabıta memurları hemen geldiler, tafsilatlı bilgi almak üzere. Hâlbuki mektubu o gün postaya vermişti. Ne de çabuk ellerine geçmişti. Hayret doğrusu, diyerek söylendi. Yapılan inceleme sonucunda, suların akmamasının, semtin sularına bakan yetkilinin, partizanlık nedeniyle, mesai bitiminde vanayı kapatıp, gitmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştı. Akşamları suyun akmaması konusu bu şekilde halledildi, Gülfem’in çabaları neticesinde.
Her sabah Gülfem, eşiyle beraber işe giderken, mahallenin hanımlarının sıra sıra dizilip onları seyretmeleri, akşam mesai dönüşü onları yine köşe başlarında öbek öbek oturup, sohbet ederlerken görmesi, Gülfem’de hayli şaşkınlık yaratmıştı. Zamanla, komşuları da hoş geldin ziyaretlerine başladılar.
Günlerden bir gün, ev sahibi Lütfiye Abla’ya sormuştu Gülfem; Neden bütün zamanınızı kapı önlerinde dedikodu yaparak harcıyorsunuz diye. Gülfem Hanımın boş zaman buldukça işlediği yastık, masa örtüsü, seccade gibi işlemeleri gören mahallenin hanımları, bunlardan bize de yap diyorlardı. Hâlbuki hepsinin bunları yapacak güç ve zamanları hayli boldu. Akşama kadar köşe başlarında toplanıp, geleni gideni temaşa edip dedikodu yapıyorlar, akşam de eşleri eve geldiğinde ah, of, hastayım, yorgunum diye naz ediyorlardı. Hiçbirinin okuma yazması yoktu zaten bütün problemlerin kökeni burada yatıyordu.
..
Ateş’in gençliği İstanbulda geçti
Balık sattı, terziydi, elbise biçti
Bakkallık yaptı, yapmadığı nedir
Sorarsanız, satmadığı kaldı ip ile kendir
Sonra postacılıkta karar kıldı
Evini taşıdı köye, naçar kaldı
Baba evinde, olmazdı ev, ev üstüne
..
Sabahları herzamanki gibi mahmur, akşamları yine telaşe,
Evinin yolunu bulduğuna sevinir; Memur Azmi Bey.
'Okumuşlar' başka dertte, kimi vali olacak, kimi ataşe.
Bir dilim ekmek bulduğuna sevinir; Memur Azmi Bey.
Pazartesi evden çıkar isteksiz, gerisin geri gider ayakları.
'Bir araba, bir ev almak' üzerinedir, tüm çabaladıkları.
..
zindanda
dört odalı fakat
yumruk büyüklüğünde bir ev
tutuşur alev alev..
sebebi bellidir yangının
sert bi kroşenin
sıcacık ellerde yumuşaması
..
Sevgili Ayse hanim, bir tesadüf eseri babam internetteki yazinizi okudu. Bana da okumami tavsiye etti. Ben de okudum. Cok güzel yazmissiniz. Kendilerinden bahsettiginiz Aysen hanim ve Nurullah bey benim annem ve babamdirlar. Benim adim Meltem. Babamin dedigine göre, bir arkadasi yazinizi bulup ona okumus. O okurken babam cok duygulanmis, gözleri yasarmis. Ayni durum bende de oldu. Güzel yazmissiniz, tesekkür ederiz! Babamin dedigine göre o bahsettiginiz yillarda Gümülcine'den iki kiz ögrencisi olmus. Birisinin adi Nazmiye, kücügünün adi Ayse imis. Gümülcine'nin 'Mirselim' köyünden imisler. Acaba sizler bu iki kizkardesler misiniz? Herneyse, yazinizi okuyunca cok duygulandik. Yasli olan babam ve 43 yasinda olan benim icin büyük ve güzel bir sürpriz oldu. Ögretmenlerinizden böyle sitayis ile bahsetmeniz bizleri mutlu etmistir. Bunu bilmenizi isterim. Babam gözlerinizden öper, ben de sonsuz sevgi ve selamlarimi sunarim - Meltem Wagener
Size yazdigim ilk email bu oluyor. Belki tamamen okuyamamis oldugunuz icin tekrar gönderiyorum. Böylece benim kim oldugum da anlasiliyor: Aysen ve Nurullah Eyüboglu'nun kizi oluyorum. Bir alman bey ile evli oldugum icin de soyadim 'Wagener'. Sizle kontakt kurmaya calistim, belki babam ile telefon da görüsmek istersiniz diye. Ev telefonunuzu bana verirseniz, sizi mutlaka ararim. Cok memnun olurum. Babam su an 74 yasinda, ama bence zihni cok genc. Yazinizi okuyunca cok duygulandi. Cevap verdiginiz icin cok tesekkür ederim. Insallah yakinda telefonda görüsmek üzere, Meltem Wagener.
..
Şu benim zavallı ev sahibim,
Delirmiş.
Ayı, günü karıştırmış,
Şaşırmış.
Bugün henüz daha ayın otuzbeşi,
Kirayı almaya gelmiş.
..
Bir şey bırakmadın bana
Darmadağın bir kalp, üstü başı yırtık bir ev,
Ve paramparça bir geceden başka.
Güzel bir şey bırak bana,
...bir kirpiğin mesela...
Ortalığı toparlarım en azından.
..
Ev bir gönül binasıdır:
Temeli sevgi;
Duvarı saygı;
Çatısı güvendir.
Kapısı ve penceresi sağlam olmalı!
Kapı bir kere açılır.
..
Sen ve hayalin sanki ayrı gibi
O yıkık ev hep harap mıydı yoksa
Şakırtılı oyunlar ve haykırışların birden, hep yalan, hep oyun muydu yoksa
Ne olursam olayım, ben yalnız çocuk, hep dışarıda ve gözü yaşlı
Ne kadar özenirsen özen, her bir ölüm zamansız, her bir ölüm acı son….
(İzmir, 01/Ekim/2013)
..
Mevsimler dönüyor..
Yerinde durmayan sarışın rüzgar,
birazdan ağarıp, kar yağacak..
İnsan yaşamın içinde geçici..
Kendisi misafirken, mevsimler ev sahibi..
..
Dünyanin lezzetin ? eytana burak
Gelcegi hiç zaman eyleme merak
Ceyhani geçittir geçeriz mundan
Ebetlik menzilim olacak toprak
Menzil: turkmen dilinde ev oliyor.
..