insanlık ağlıyor sokaklarda
havada barut kokusu
ayaklar altında çiğnenmiş bir onur
ve çıkışı olmayan bir bataklık.
elbet sabahın kızıllığında doğacak güneşim
sevdan meskendir bana
sevdim seni mem u zin aşkına
döndürdün beni bir şaşkına
yazık değil mi bu cana...
yıldız kadar bir sevgiyle
yaprak yaprak dökülürken takvimler
kıyısına yaklaşıyoruz ölümün, usta
bir bir tükenirken sevgiler
yaz gelmeden kışı yaşıyoruz usta
vakit hayli geç oldu
"daha deniz görmemiş çoban çocuğuyum"
demişsin üstad.
biz gördükte ne oldu,
verdiler elimize kazmayı
gösterdiler yosmayı
gurbet etiler bize sılayı
darek be nav bum şin bum lı jiyane
deste mın gırtın, bere mın da welatek be nav
çave xu dıgerinim, dost u hevale mın kane
lı xeribiye mame be de u be bav
sen gül ben bülbül
sensiz ne yapsın bu gönül
sana fedadır bir ömür
nerdesin gel artık yaban gülü
yaz baharım döndü hazana
Gafil, gafil gezme şaşkın
Kimseye kalmaz bu dünya
Gün gelecek dolacak vaktin
Sana da kalmaz bu dünya.
Hey ağalar, hey beyler
bakın şu dünyanın türlü türlü haline
bir haykıran ben miyim?
sanki prangalar vurulmuş dilime
bir feryad eden ben miyim?
ne gelen var ne giden
kanadın mı kırık uçamaz oldun barışa
neden gülmez yüzün ne oldu sana.
gökyüzü sensiz viran
bak barışa hasret kalmış gözü yaşlı cocuklar.
yolunu gözler olmuş bağrı yanık analar.
mutluluktan haber ver arkadaş,
yarınsız yerden geliyorum,
otur baş ucumda anlat yavaş yavaş,
baharı yaşamadan kışı yaşıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!