yüreğin dağ gibidir
bazen kar bazen sis olur
anlatamam yüreğine kendimi
sözlerin uzun ince bir yol olur.
aşmak isterim dağları
sensiz ne yapsın bu yürek
sen gidersen bu gözler ağlamaz mı?
ayrılıklara mesafelere ne gerek
sen gidersen ayrılığınla bu beden yıkılmaz mı?
bir vakit vakit eser seher yeli
gidiyorum işte
sensizliğin kokusu sinmiş bu sokaklara
ben ne güneşler yitirdim ardından
ne yıldızlar kaydı avuntusuz akşamlarda
şimdi fırtınalar kopuyor yanan gönlümde
gidiyorum işte sensizliğin kokusu sinmiş üstüme.
aslında hayat yaşadıklarımızdan ibarettir
bazen açılırsın deryayalara
ufak ekmek kırıntısı gibi
ve bekler durursun
yaşanmamış zamanları düşler kıyısında.
nice gemiler batı okyanuslara
bir deli rüzgar esiyor tenime
sanki prangalar vurulmuş dilime
söz geçiremiyorum deli gönlüme
böyle bir aşka düştüm düşeli
mecnun oldum leylayı arayan
sevgi ektim toprağa,
şimdi hasret biçiyorum.
bir garibim bu dünyada
dayan yüreğim, dayan diyorum.
yakınken ırak olduk
şu dünyanın derdi gamı çekilmez ki
bir yarım yaralı, bir yanım sürgün
ab-ı hayat diye her su içilmez ki
gözlerim yol gözler yüreğim küskün.
tel örgülerle böldüler dünyayı
hayal idim, düş idim
süzüle süzüle bir kayıp kente geldim
içimde tarihin yazamadığı destanlar
hatırladığım tek şey kırık dökük anılar
köstekli saat gibiyim,
zamanım çoktan geçmişte
ne yaman bir ayrılıktır
geçsemde geçmiyor yüreğim
her yer bana karanlıktır
silsemde silemiyor gözlerim
derler ki aşık kavuşmazmış aşka
derler de bülbül güle niye pervane
yanan kalp kavuşmazmış hakka
neden bu yürek mevla'nın aşkıyla divane
kurusa dereler çaylar



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!