Çatısı sağlam, duvarları terk edilmiş bir evin içerisindeyim.
Her köşesinde anılar sarmaşık gibi sarmış kapıyı.
Duvarlardan içeri girdiğimde korkutucu bir yeşil ile karşı karşıyayım.
Oysa burasıydı benim evim, burada öptüm kokladım çocuklarımı,
Buradaydı evin annesi, hiç bitmeyecek bir sevginin sözde tükenmezdi nefesi.
Bu çatıydı benim sığındığım kalem,
Zaman
gelecek siyah beyaz resimler anlatamayacak mazinin rengini
İnsanlar
renklerin ardına saklanarak siyahı griye çevirmeyi aşk sanacaklar.
Hani,
Bir ruhu okşayabilmek kadar sözler mi söyledik
Hani,
Yenisi olmayan eskiciler de gördük
Hani,
Sattığımız kaşıkların anlamını da
Belki bir duanın eseriyim,
Atalarımdan edilen hayra doğru;
Serpileceğim.
Belki bir kahrın tohumuyum,
Leş kargalarına atılıp
Çürüyeceğim.
Çocukluğumu yitirmeden ölmek istiyorum
Yani,
Kaybolmadan, heyecanlarım.
Görmeden kahretsin feryatlarını.
Çocukluğumu yitirmeden yok olmak istiyorum.
Hala sıcaklığı elimdeyken, susamların.
Bir ad bulmalıyım sana
Yalnız benim bildiğim
Bir yere koymalıyım seni
Yalnız benim gördüğüm.
Bir ad bulmalıyım sana
Bir ışık görmek
Uzaktan da olsa
Güneşin sıcaklığını hissetmek yüzümde
Kuş sesi,ağlayan bebek,koşan çocuklar.
Ve, yorgun argın çıkarken
Elinde gazete ve ekmeğiyle
Önce O geldi
Sonra ben;
O bana vaat etti
Ben O’na etmedim.
Önce sen dedi.
Ben önce
Beni hayallerimle
Baş başa bırakın
Artık ne duymak
Nede ağlamak istiyorum
Beni geleceğimle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!