İncir ağaçları vardı
Tepelerini soluyan dağın,
Dipsizlerde olduğu belli köklerin.
Büyük sütunları vardı
O pürüzsüz muhteşem gövdenin.
Rüzgâr en tepelerinde raks ediyordu;
Sevmek ritmine uymaktır yaşamın.
Belki suyun kıyıya dalgası gibi aheste,
Nehrin kumu yalaması kadarsa şehvetle.
Belki umursuz bir kadının sakızı kadar değersiz,
Sokak çocukları kadar önemsiz.
Belki anlamsız sarışların girdabına sıkışmış,
Sustum;
Susuzluğum kanatlarını açtı,
Buğulu bulutların.
Kapattım ışığa yorgun bakışlarımı,
Karıştı damarlarıma,
Gözlerinin ardından konuşan
Dudaklarının ötesinden öpüşen kadın;
Sana aşığım.
Tut elimi;
Kurtaracağım.
Umudun tükendiği yerde
Bir kadeh bekler sizi
İçilmeye, sevilmeye, unutmaya
Hazırdır hep.
Ne olursa olsun yaşınız
Tükendiyse umutlarınız
Dilimin ucunda bir şiir var
Hasrete dair,
Yolcunun tozlu elbiseleri altında,
teninden ıslanmış kağıdın kaybolduğu gibi kayboluyor
Tutsağa bağlı zihinler-im.
Ne istiyorum biliyormusun?
Eskiyi anlatan bir oda
Ateşi görünen bir soba
Sevgiye hasret bir yatak
bir de
Sevilmeye susamış
Benim gençliğimde
Ben dâhil
İnsanlar âşık oluyordu.
Aşk denilen kelimenin
Bir büyüsü vardı sanki
De! ! !
Öyleyse hüzün esintileri bunlar,
Dökülür yaprak yaprak teninde;
Ölüm gagalarında uçar
Hazan nağmesi dilinde.
Yüklü kırlangıçları ben çağırmadım,
Hak ettin sağnağı sen,
İyi Ki,Varsın
Hasbelkader,Varım
Gerçeksin, Var Olacaksın
Dudak Uçlarımda Gezinensin,
Ki Varlığın Işık…….
Halbuki Öylemi Ki Ben,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!