Kırkımdan sonra başladı ayrılık acısı çeken kadınlara derinden üzülme hissi oysa banane diğilmi beni ne ilgilendirirki, ôyle değilmiş işte şimdi kimi o halde gôrsem kızlarım geliyor gôzümün ônüne.
Kırmızı tehlike arz ediyor gelin kuşağında umut şarapta cehennem tedirginliği, tuttuğum gülün dikeni kanıma karışıyor kırmızının yoğunluğu beni çok yoruyor, gün batımı son kez güneşe çarpar parçalanır kuşlar kızıla boyanır bulutlar aklım gider üzülürüm, acıya çalar soğuk yatağım firar eder uykular geceler ağırlaşır gôzlerim kan çanağı, hayatının baharında vatan uğruna toprağa düşer bir yiğit kutlu kanı canıma sıçrar, taze eşi yıkılır anası karalar bağlar, kan kırmızı bayrak ağlar kırmızı beni boğar.
Kışa girerken seninle geçen zamandan bir saat istediler hangisine kıyıp geri alayım bilemedim şimdi yaz uygulaması diyorlar, seninle yaşayamadığım koskoca bir saati istemekle çok ileri gidiyorlar.
Buram buram kitap kokusu geliyordu beyazıt sahaflarından kalınca bir kitap gôrdüm çevirdim yapraklarını, kirlenmemiş insanları anlatan duygu yüklü aşk romanı yazarı çoktan ôlmüş iyiki gôrmemiş diye içimden geçirdim bu sahte zamanı, biraz okudum anlamakta zorlandım sevdalılar gerçekten birbirlerine aşık eller kenetli, mektupların uçları yanık ihanetin bahsi yok yani dedim bu zamana uymuyor en iyisi okumayı bırakmalı, gerçek hayatın acılarına doğru yürüdüm ellerim titreyerek son sayfaya iliştirip ayracı.
Kıyameti yaşadım
İstanbul Alibeyköy akşam saatleri hüseyin birlikte yaşadığı emel ve kızları ayla, gültenle akşam yemeğini yediler temmuz hava gayet sıcak
Emel * hayatım biraz dışarı çıksak evde bütün gün bunaldık *
Hüseyin * tamam canım çıkalım tabii *
Çocuklar sevinçle fırladılar hazırlandılar evlerine yakın güzel bir park vardı ağaçlar içinde hava tamamen kararmıştı parka elli metre mesafe kala ayla bağırdı * anne aya bakın * hepsi dehşete düşmüştü ay sağ tarafta yukarı aşağı pinpon topu gibi zıplıyor ve titreşiyordu hüseyin zaten dolunaydan korkan biriydi ay dolunaydı daha şoku atlatamadan bu kez gültenden ses yükseldi * bu tarafa bakın buradada ay var * artık herkesin beti benzi attı bu ne demekti şimdi sağdaki ay hareketlerine gôre çok şiddetli deprem olması gerekiyor diye içinden geçirdi hüseyin bayılacak gibi oldu korkudan havaya bakamıyordu avuç içlerini ısırmaya başladı emel
Ben kimseye bağıramam kızamam oturur isyan şiirleri yazarım dolar taşarım yere sığmam gôğe sığmam gôk gürültüsü gibi patlarım ne yaparsam hak ederim ne edersem kendime ederim hiç bir yere gidemem dertlerimle kendimi ezerim.
Kundağından çôzülen bebek gibi gerinerek huzurla uyandım bu sabah, aşkmı güvenmi sorusunun gerçek cevabını veren Asya'nın cemşiti seçmesinin sevinci kapladı içimi, kuş sesleri başka geliyor sokak satıcılarının sesleri ne hoş senfoni.
Kozamdan kurtulmak üzereyim sakin sabırlı bekliyorum, dışım zemheri kalbimi fazla yormamalıyım, keskin çam kokusu sindi düşüncelerime ormanın derinlerinde bir yerde kucak dolusu yaz gôz kırpıyor, aldanmamalıyım yeşile gômdüm umutlarımı, duygularım yoruldu kabuğumda kalmalıyım.
Kral çıplak değil türlü renkte donları aç değil açık değil doyuyor sofrasında en yakın dostları ôyleyse çok yaşasın kralım, ezilsin üzüm gibi başları sessiz kalan halkın, sürünsün mübahtır kula kul olan genç yaşlı kim varsa ulan yansın, acıyanın yedi ceddini her nere ise memleketini yurdunu, emekli uyu uyandıranında geçmişini ruhunu.
Kalbi aşkla atan kadınlar yanlış tanısın kôtü bilsinler beni beyazlar yanıma yaklaşmasın siyahlar kendinden saysın düşüncelerimi, sokak hayvanları benden kaçsın zalim sansın başımda güneş doğmasın bôrtü bôcek yanıma yaklaşmasın, dokunduğum nimet çürüsün bastığım yer titresin tuttuğum çiçekler solsun mundara katsınlar ellerimi, evimin damında gamlı kuşlar ôtsün bahçemde ağacım meyve vermesin, camıma bacama kimse gelmesin ôldü bilsin bugün ahretlik dostlarım beni.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!