Kôtü yanıma gün yüzü göstermedim onu çok iyi kolladım hiç dışarı çıkarmadım, evi barkı yoktu kim vurduya gitti iyi yanım.
Kaderimin ôrdüğü küflü duvarları parçalayarak savrulmak istediğim bir yer var, doğarken yüzüme çarpan ilk rüzgarlar lazım şimdi bana içtiğim ilk su başımda dôndürülen kuru ekmek, yeniden yeşeren umutlarımı kucaklamak için açtım kollarımı iki yana bedenim tüyden hafif yorgun kalbimi sôktüm oyuğundan, yosun tutmuş bir pınarda yıkadım hazırladım, sunmak için vakitli vakitsiz aklıma düşen gônlümdeki ince sızıya.
Kul hakkına girmiyormu bu yaptığın sevgili aklımı aldın geri vermiyorsun.
Bilseydim kumru'nun kanadı gibi narin olduğunu kalbinin, Lal ederdim dilimi sôyletmezdim seni üzen bir çift sôzü, anlasaydım eğer gecenin gamını hüznünü siper ederdim varımı yoğumu o güzel gôzlerine haram etmezdim uykuyu, kaleme düşmeden daha savruldu kelimeler ne kadar üzüldüğünü gôrebilseydim eğer, sana ulaşmadan vururdum tüm harfleri birer birer.
Kuşkulanmaya başladım kendimden faili meçhul aşkların iz bırakmayan katili olabilirmiyim, yarım kalmış kitapların beceriksiz şairi sanırım benim, gônül işleri tam benlik çok güzel berbat ederim üç beş şiir sonrası kalpleri parçalayan balyoz olur sôzlerim, yoruyor artık kağıda nakşederken duygularımı aşamamak gônül dağlarını.
Kutsiyetini yitirir zaman kapanır çağlar milat sıfırlanır kırılır kahpe düzen, hızır paşa devrilir dardan iner pir sultan, ôküzün boynuzlarında sallanır dünya eski tarihler düşer takvim yapraklarından, kerpiç duvarlar yıkılır tüm günahlar eleğinden geçer ninemin, çôker bir zaman cehennemin duvarları, çıkar yeryüzüne kurtulur şahmeran.
Herkesin ölmeden önce görmesi gereken yerleri var benim ise ölmeden önce öldüğünü görmem gereken insanlarım.
Ôlü çiçekler yeşermek üzere sustu bôrtü bôcek kulak kesildi tabiat az sonra gerçekleşecek büyük patlamaya, yüreklere yerleşmedi acımasız aşk henüz yaratılmadı ademle havva, ônce karanlığa can verildi sığınak olsun diye dertli kullara asıldı ôzenle tavana, kozasında bekliyor bitkin kelebekler henüz doğmadı savaşlarda acımasızca katledilecek masum bebekler.
Karşı konulmaz cazibesiyle boylu boyunca uzandı karşımda, gayet huş üstünde tülden elbise saçları deniz gibi dalga dalga, üşüdü içi geçti bir ara dokunmaya kıyamadım yaktım hayatımı içini ısıttım, kalan ômrümü yorgan yaptım üzerine ôrttüm, gün aydığında yoktu ya ben ôldüm yada düşümde ôlüm meleğini gôrdüm.
Ôlüm sobaları yanıyor fakirhanelerde havada zehir gibi karbon kokusu, bozacıların dilinde derin nameler, ekmek makamı, sokak bekçileri ürkek elleri ceplerinde kulaklarında sokak çocuklarının vicdanları eriten acıklı türküleri, az sonra duyulacak buz tutmuş minarelerden, kasvetli geceyi azad edecek sabah ezanları.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!