gürül gürül akan ömür yaşadık
ama az, ama çok, ama yaşadık
ayrı ayrı dinler, diller içinde
ölmek için biz ne günler yaşadık
yıllar ötesinden intikal eden kalıtsal bir düşüncenin potasında ağır ağır eritiliyoruz
cicoza* dönüştürüldük
birileri bizimle "baş oyunu**" oynuyor
ülke dingonun ahırı
kim giriyor kim çıkıyor belli değil
her taraf cadı kazanı
annem beni
bir deri bir kemik götürmüş dispansere
doktor
"bu çocuk çok bakımsız kalmış, yaşamaz" demiş
yazdığı reçete annemi ağlatmış
ne elde varmış
biliyorum
insanlık konusunda
kendinden eminsin.
sen yine de aklının
kalbinin köşelerine bir bak
madem ki kararlısın
gideceksin
ne diyebilirim ki
öyle bakma gözlerime
duymak istediğini duyamazsın benden
gitme demem
papatyanın en canlısını kopardı
“seviyor, sevmiyor” diyerek
yapraklarını yolmaya başladı
“seviyor” çıktı
dünyalar onun oldu
sevdiği başkasının
her şey
gün gibi ortada
görüyorsun görmezden
duyuyorsun duymazdan
biliyorsun bilmezden geliyorsun
deve tabanı gibisin
masallar aleminin
düşler ülkesine doğduk
annemizin kollarında yaşadık
çiçekli bahçelerin yollarında koştuk
serpildik, geliştik...
- etimizi kemiğimizden ayırdılar -
ben
sen varken nasılsam yine öyleyim
neşem
coşkum aynı
ömrüm şen şakrak
sevdam çiçek çiçek
en pislik hayat bile güllük gülistanlık görünüyorsa sana
yaşama o camı kırılasıca pencereden baktığın içindir
doğruyu eğri
eğriyi doğru görüyorsun ya
haklıya haksız




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!