Benmiyim melankolik,
N'olur öyle demeyin,
Sıkıntılar kronik,
Belki ondan böyleyim.
Çözülmez kördüğümü,
Yırtar karanlığı,
bir sessiz hışımla,
Ve dikilir karşına
acımasızca....
Vurur alnının orta yerine,
El ayak çekilince;
Kara yazılmış kader yazılmış yer altına,
Üç kuruşa karşılık bir kumar hayatına,
Alın teri, kol gücü karın doyurmuyorken,
Çaresizlik çekiyor madene inadına.
Yırtık kara lastiğin bu sessiz feryadına,
Sıcak çarpmış buram buram terlemiş,
Bir yol açın serin yere geçirin.
Ter tepeden topuğa ilerlemiş,
İyi gelir bir bardak su içirin.
Gel de bu sofraya iştahla bakma,
Beni bana bırak yüklenme bunca,
Bende bir insanım kolay mı sandın.
Neler çektim geçen zaman boyunca
Sen, senden geçmeyi kolay mı sandın.
Bitmesin istedim, olmadı bitti,
Onu gördüm gezerken,
Bu ne güzellik derken,
Yakalandım süzerken,
Baktı Ankaralı kız.
Bir gördüm bir kaybettim,
Bir zamanlar emekti, bir o kadar uzaktı,
Aşkım diyebilmenin yolu zordan geçerdi
İki gönül yanmadan; yazılmamış yasaktı,
Öyle kolay söylenmez, yolu kor’dan geçerdi.
Kimseleri görmemek sevdalanmaktı candan,
Uzaklara bakıyordu. Birini yada bir haberi bekliyor gibiydi. Uzun uzun bakıyor yorulunca gözlerini indiriyor, birazdan tekrar ufka dikiyordu... Bu son zamanlarda sıklıkla yaşadığı bir durumdu.
Aslında belkide gitmediğini bekliyordu. Gelsin istediğini bekliyordu kimbilir. Ama gitmiyor bekliyor, bekliyordu. Sorular cevapsız kalıyor o yüzden tekrar sorulmuyordu beklediğine dair.
Yorgundu, yorgun ötesi.. ondan mıydı? Beklerken gösterdiği azmin yarısını gösterse gidecekti aslında. Ama hayır o sadece bekliyordu. Gitmemek yorgunluktan değildi, bir karardı. Ve o kadar belliydi ki. Beklemek daha çok yoruyor ama asla pes etmiyordu. Bıkmıyor, usanmıyor ve umudunu kaybetmiyordu.
Saçlarına düşen aklar, yüzündeki çizgiler yıldırmıyordu. Çocukluğunun moralini, gençliğinin gücünü, olgunluğunun tecrübesini biraraya getiriyor yenilmez oluyordu bu konuda sanki.
Ama birşey vardı, bunca sıkı sıkı sarılıp sakladığı neydi. Hayatını bilenlerin onda olmayıpta isteyebileceklerini, bekleyebileceklerini sıraladıkları listede yoktu beklediği.
Suskun olduğu kadar bıktıran bir sabırla beklerken, geçen zamandan şikayet etmiyordu, anlamaya çalışanların işlerini zorlaştırarak.
Kalemini anlatmak ayrı meziyet ister,
Ben anlatamam üstad şiir'e adın kafi.
Sadırdan gelenlerin, her biri bir şaheser,
Sen tek tek yazıyorsun kalplere Cemal Safi.
Sen şiirsin, şiir sen, şiir'in efendisi,
Bağrımıza bastık her geleni,
kimsin bile demeden...
Ve dost sandık her güleni,
bir yanlış beklemeden...
Ve sökülürken ciğerlerimiz,
tek bir kelam etmeden..
Şiirleriniz çok güzeller. Kaleminize sağlık