Bıçak keskindi de
Kanatmıyordu
Yüreğime dokunup dokunup
Çekerken kendini
Gölgesi yaslanmışken omuzuma
Göz kırptı acımın çaresizliğine
Ben bir Tanrıça’yım;
Avuç içinde silik,
Yaşlandıkça derinleşen
O yoldayım…
Kurbanlarım var
Öfke gözden tırnağa yerleşmişti bile.
İçinde, bir alev alıp bir kora dönüşüyordu yangınlar.
Bilinçaltı gömütüne nasılsa zincirlediği Neron'a
Acıyla gülümseyerek;
'Asla küllenmeyecek' dedi Kadın.
Sen imkansızı bilir misin;
Hani düşlerinde avuçlarındadır,
Sonra bir kor olur, yakar seni
Hemen yanıbaşındadır da
Dönünce üşütür, acıtır seni...
Seni sevmek;
Darmadağın odada
Yere düşmüş iğneyi aramak gibi bir şey...
Nerden çıktığı belirsiz,
çan eğrisi tersten işlemekte
tümlüğe eksik zamanlara kucak;
kırka iki kala keşfim
bir dehliz, beynimin çıkmazında...
uzaktan bakan benim
Saatler kurulmuş anda şimdi
Son kadehte bitme vakti
Gözyaşlarım, küskünlüğüm
Ah sensizliğim...
Sen kus önce zehirini
Açmaz sende,
Kozu yüreksizliğinin.
Çıkar tırnaklarını öfkenin
Çıkar da kanat acıt merhametimi.
-I-
Bir uzaklık ki;
Yakındayken, kilometrelerce ayrı düşmüş gibi duyumsanan.
Öksüz tayların örselenmemiş yelelerinde
Rüzgarın esintisine inat, aramak aidiyetini;
Çek ellerini üstümden
Kara geçmişim,
Kanımla kan kokan.
Sezgilerim, imgelemle coşan;
Bağırtılarına kanık
erdem merhaba ben izi sana msn adresimi veriyorum bilgesu ile gorusturursen beni sevinirim[[email protected]] hoscakal....
eline kalemine yüreğine sağlık erdem hanım