Kurmaca bir dünyanın sahte mutluluk yansımalarına gülümsemiştim dün, varlayarak. Şimdi varsıl düşlerime uzattım ellerimi, tadımlık mutluluklar üretiyorum sessiz ama ilkeli. Ömür, ömrüm bir dürbüne tersten bakıldığında görülen uzaklığa dikmişti gözlerini ancak ben düşümde gördüğüm gömütüme takılı, varsayılan yirmi yılı tüketiyordum. Yeşildim...Maviye karışmıştı yeşilliğim ve dingindim hiç olmadığım kadar. Köklerim güneşe hasret ama umuttu tomurcuklarımda. Geldim, açmak istemedim. tomurcuk biraz daha beslenmeliydi; suyla, güneşin dostluğunda...Gözlerim görünmezdi, görebilirken ne var ne yoksa yaşama dair herşeyi. Özlemdim...Özleyerek tükettim belirsizliğimi. Vardım işte. Var mıyım peki?
(Gördüğüm bir düşün sonrası)
Saygın kişi bağırıyordu oturduğu yerden
Ağzından bir o yana bir bu yana
Salyalar savruluyordu.
Oturmuştu ya bir şekilde tahtına
Ondan gayrı herkesi
Sen ve diğerleri
Senin gibi
Peşpeşe sıralanan
Halkalarısınız
Sonsuza uzanan
İhanet zincirinin...
Düş yorgunuyum...
Dönüş yolunda, gerçeğe az kala
mısralarımı kurguluyorum
kendime ulaşmak için.
Uçuşuyor son tozları
Cümlelerin yüklemi kararsızken
Yeni bir öykü yazmak mümkün mü cancağızım?
Özneyim diyorsun, sıfat arıyorsun kendine
Sonu gelmeyen cümlelerin içinde.
Anları çağırıyorsun yaşanabilsinler diye
Yüklemlerin var umutla sunmak istediğin.
Uyurdu gözlerinde
Varlığını unuttuğun o volkan
Serindi soluğun
Üşütürdü
Seni sarmak isteyeni
Konuştuğunda
Güzel bir düşe benzer
seni sevmek,
Heyecanlı, mutlu
ama sonu olmayan!
erdem merhaba ben izi sana msn adresimi veriyorum bilgesu ile gorusturursen beni sevinirim[[email protected]] hoscakal....
eline kalemine yüreğine sağlık erdem hanım