El uzattıklarım; hep dolu sandı
Boş gören yüzüme bakmadı bile
Ülkemde hırsızlar erken uyandı
Düş gören yüzüme bakmadı bile
Her zaman arattı gelen gideni
Bu akşam yaktım albümleri hep
Gene de ağladım resmin var diye
İsyan ettim inan hiç yokken sebep
Nedir düşlerime yağan kar diye
Sanma yalnızlığın, hüsranın ilki
Yalan gerçek oldu gerçekler yalan…
Artık başımızın tacıdır çalan
Ar namus yok ise geriye kalan…
Olmasa da olur… Olsa da olur
Suç olmuşsa eğer bayrağı asmak…
Artık bir ses vermiyor ne öteler ne gaip
Kim bilir nasıl kopar hayat denen ince ip
Köyümde anam garip bu şehirde ben garip
Bu altmış yıl ömürse! Boşa geçti ömrümüz
Hayatımda bahar yok ya kış oldu ya da güz
Yaktığın ateşler sanma ki söndü
Ateş sönmeyince küle mi döner
Seninle gidenler hep geri döndü
İnsan unutur da ele mi döner
Akıl sır ermiyor gönül dünyama
Dizlerinden derman yok gözlerinden fer bitmiş
Hiç farkına varmadan bakarsın ki yaş yetmiş
Oğlan iş bulup gitmiş kızlar evlenip gitmiş
… Kaptırmışsın kendini dünyalık bu işlere
… Yaş elliyi geçince su dokunur dişlere
*
Dünya cennet diyordum
Hep merak ediyordum
Görmeye gidiyordum
Geldim, usandım artık
*
Karmaşık mı karmaşık
Hiç kimse tanımazdı: anası kim, baba kim
Parklardaydı her akşam öyle oldu nitekim
Biri misafir etti: Uzun filim ilk çekim!
Sonuç herkese malum hep bilinen bir şeydi
Film kapalı gişeydi
Ne karanlık, gece, yıldızı ‘Ay’ı
Ne Ferhat Şirin’i, Kerem Aslı’yı
Ne kuru çiçekler yağan yağmuru
Ne Mecnun Leyla’yı böyle severdi
Ne yaslı gönüller, ağlayan gözler
Kalemler kâğıtlar dargın elime
Umutlarım tek tek sönüyor Leyla
Adını yazarsam, bir tek ‘’kelime’’
Cümleler isyanı deniyor Leyla
Bunca kahır zulüm ayrılık neden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!