İçimdeki düğüm sen olmasaydın
Kopartırdım ipi çözmezdim inan
Eğer ki gönlüme gücüm yetseydi
Ben bunları şimdi yazmazdım inan
İçerim yanarak yâr ateşinde…
Başımdaki duman hiç dağılmıyor
Bilesin ki ey yâr ondan dertliyim
Ne hallere düştüm aklım almıyor
Mazide hep böyle dünden deriliyim
Yara kabuk tutmaz açtıkça kanar
Gören duyan sanır ki dünya kadar devim var
Hâşâ! .. Tazı deseler sırtımda bir çulum yok
Gırtlağa kadar borcum, yıkılacak evim var
Varım yoğum işte bu başka ağaç dalım yok
Ben hukuktan anlarım lakin bulamıyorum
Sen gideli gönlüm her gün seherde
Bir bülbül misali susmuyor şimdi
Hep aynı masada meyhanelerde
İnan ki bir ufak kesmiyor şimdi
Bazen param yetmez ufak, yarıma
Sen giderken mevsim hazandı ama…
Yağmur yağsa bile kar böyle miydi
Vuslat mağlup, hicran kazandı ama
Kavlükararımız yâr böyle miydi
Bu verdiğin ceza bana hak mıdır
Ne bir kahır çektir ne acı çektir
Kalbime bir kurşun sıkıver gitsin
Köleye fark etmez: kazma kürektir
İstersen pranga takıver gitsin
Her gece her günüz işte böyleyim
Gövde susuz kalır kökten kurursa
Dalların yaprağın gülün suçu ne
Bir ömür gönülde hasret durursa
Vefasız yâr seven kulun suçu ne
Yıllar çabuk geçer el der ki yavaş
Ben bunları yaza yaza tükendim
Bıktım…! Çare ara ara doktor bey
Başından başlayıp saysam efendim
Sonuna gelmiyor sıra doktor bey
Elli beş yıl oldu baş edemedim
Arı çiçek çiçek polenler arar
Elinde bir damla bal olsun diye
Yollarına diktim yâr neye yarar
Dilinde bir damla bal olsun diye
Bunca yıllar geçti gitti aradan
Akşam tesadüfen resmini gördüm
Saçların ak dolu… Lâkin boyalı
İçimdeki sevinç! ... Tarif edilmez
Yaşıyor dediler duydum duyalı
Bir düğün salonu! Üst katlarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!