Ne ruhtur, ne beden, ne de şavksız bir gölge;
Bir kemanın kulağındaki aksı kadardır hayat.
Vara yoğa başkaldırırsın notalar başladığında,
Kahrolasıca hayat tapılasıca bir hayat oluverir!
Vuruldukça arşe kemana kanatlanırsın,
Değildir göründüğü gibi hiç kimse
Senin gördüğün gibidir hepsi de
Değiliz olmak istediğimiz gibi de
Öyle görünmeye çalışırız sadece
Ölmeden baktığında bir ölmüşe
Hiç korkma
Sana da yakışacak inan ölüm
O ölüye baktığında
Hissettiklerinle öldünse eğer
İleri gitmek için adım atmadan,
Adım atarken ileri bakmadan,
İleri bakarken baktığını görmeden,
Gerçekle yüzleşilmez,
Gerçekle yüzleşilmeden özgürleşilmez…
Acıya vurunca dün
Duaya düşünce gün
Pirim tarih durur
Mesuldür çünkü kendi
Kendini yazdığı gibi
Hey gidi Rıza hey!
Akıldan deli kenar mahalle gülü,
Hakirden variyetli yazgıdan fakir
Dumura uğramış serçeden kumru!
Düşkün Meskenetliğin zaruretimi? Yoksa gereğimi?
Kurmak varken bir yaban gülüyle vuslat düşü
Ruhları sarmalayan bu savaş düşü de nedir?
Denizin karayla savaşması,
Yeryüzünün gökle savaşması,
Dünyanın kendi yavrularıyla savaşması da nedir?
“Olur mu hiç Sayın Bakanım? ”
ƒ “Ne olur mu? ”
ƒ
ƒ “Verdiğiniz talimatın ‘gerçekleşme ihtimali’ Sayın Bakanım”
ƒ
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!