Doğduk kutsal el olarak anamızın elini bildik
Sevgiliyi tanıdıktan sonra onu defterden sildik.
Anamızdır bizi dokuz ay on gün karnında taşır
Usanmaz, arınmaz herkese karşı bize ulaşır.
Her yer serindi,hatta soğuktu
ve öyle nemliydi yerler ve
söyliyeceğimiz şeyler
korulukta geçmişti.
Yağmur da yağmıştı, iyi yağmıştı
durduğu zaman yağmur
Bir Beyaz Gül
Kırmızı gülde tutku var
Beyaz gülse aşkı fısıldar.
Kırmızı gül bir şahin
Zamanın
o gizemli yolları
yokoldu.
-Geriye bir çöl kaldı-
Yırtıkları onarıyorum ve yatakları yapmalı
Ne yazık ki seyredemem kızıl güneşin batışını
Dağların ötesine öylesine, ne de
Düş bile kuramam, çalışmam gerektiğinde
İş beni çağırıyor; gitmeliyim
Yatakları yapmalıyım; başka- yeri süpürmeliyim
Heyhat ettik,eyvah ettik Hayyamı yadettik
Bir güzel adem için içten feryat ettik
Hayyam mayyam der iken ukbada
Bir güzel günü de feryadla berbad ettik.
Bu sonuncu kalem yargıcın kırdığı
Yarın asılacaksın bir ipin ucunda
Bir şarkı olacak o güzel ömrün
Ormanın koyaklarında şakıyan bir kuş olacak.
Yarın götürüp asacaklar seni,çünkü suçlusun
5.Yazma Zorunluluğu:
Siz hiç. “şiir yazmasam, yazamasam hayat yaşamaya değer bir yer olmaz,” duygusuna kapıldınız mı? Belki değil, ama inanıyorum ki, şiire kendini öylesine kaptıranlar, “bağımlı” olanlar vardır ki, yazmasalar öleceğim duygusu içinde yaşarlar. Bu gerçek midir? Sait Faik öykücüdür bilirsiniz (güzel şiirleri de vardır) ; Sait Faik'in yazmasam ölecektim,” dediği yaygın bir söylencedir; aslının ise bir öyküsünün son cümlesi olan 'yazmasam çıldıracaktım' olduğu ise bir gerçektir.
Bazı insanlar yazmayı, dolayısıyla şiir yazmayı hayatlarının bir parçası haline getirmişlerdir. Bu bir “İç güdülenme” meselesidir. Bir iç ses ona “yaz” demektedir. Fakat, bazı durumlarda ise kişi zorunluluklardan yazar. Para kazanmak için yazar. Gerçi bu durum şairlerde çok rastlanmaz. Çünkü şiir para etmez; hatta çocuklarının şiirlerle uğraştığını duyan bazı babalar, “şiir ne zaman para etti ki, onunla uğraşıyorsun” derler. Evet şiir belki para etmez. Ama şair inanır ki dünya bir şiirin üzerinde döner. Her yazılanın temelinde şiir vardır. Şiirsiz bir dünya tatsız, tuzsuz ve anlamsız olacaktır. Şairler günümüzün ve geleceğin büyücüleridirler. Çok şair, çok şiir bu yüzden aforoz edilmiştir; yakılması, ipe çekilmesi uygun görülmüştür.Alın Nesimi’yi:
“bir cefâkeş âşıkam ey yâr senden dönmezem
Bugün 10 Kasım,ayağa kalktı çember sakallılar
Selama durdu yurttaki bütün vatansever türbanlılar
Ne var ufukta, Mustafa Kemal’mi geliyor yoksa
Dışardan gelip,Fethullah Hoca’mı gözüktü ufukta
Biraz daha gayret, az kaldı
Az ötemiz ilkyaz
Mart da ne ki
Açarsa yaz, açmazsa kış…
Mart iki yüzlü bir ay




-
Melaike Hüseyin
Tüm YorumlarGüzel bir manzara olmuş yine Hocam! Günlük gibi.
Hanımefendiye selamlar. İncir olacak da yenmeyecek mi Hocam! :-) Avrupada tane ile satılıyor şu incirler. Tanesi söylemesi ayıp, bidolar. Gurbetçim durur meyve tezgahı önünde, bakar şu memleketinden gelen teker teker kağıda sarılı, içi bal dışı ...