Dünyaya geldik gidiyoruz övünsün garip anamız
Derde derman olsun istedik yaramadı çabamız.
Güller bülbüllerle uğraştık, yazdık yıllar yılı nafile
Ömrümüzü adadık o selviye yandı gitti abamız.
Zaman fıkarası bir şair gezip duruyor
Acele acele kapıları çalıp kaçıyor,işi o
Kime deli desem benden akıllı çıkıyor
Sonunda bana ders veriyor okula gidip
Kimse kimseye hesap veremez oldu.
Karanlıklar bizim göksel denizimiz
Bu öncesiz gecelerden seslensek ötelere
Duyulup işitilmez ki sesimiz
Tıkanır kalır sonunda nefesimiz.
Çok dar bir bahçe içinde kalmışız
“Alnına yazılan gelir! ”
Bizim de yıllık hücre cezamız
burada tamamlanacak
günahlarımız belki birbir ayıklanacak
Yemen illerinde ikinci erlikten sonra
bir demli çaya hasret,
Açıp bakın bahar fidanlarının dibine
Orada gömülmüş bir gül bulacaksınız
Saçları büklüm büklüm kan açan rengiyle
Öptüğüm dudaklarından vurulmuş
Mahzun uyumaktadır.
Birecikte Fırat’a karşı
Taştan yapılmış evler durur
Damların üzerine serilmiş yataklar
Ay ışığında
İçlerinde bir kadın bir erkek
Kudurur.
Bugün 19 Mayıs Bayramı, Gençleri görüyorum alanda
Tümü gürbüz ve şen sanki Atatürk konuşuyor karşılarında.
Büyük Atatürk oturmuş onur köşesine onları seyrediyor
Gençlere gülümseyip “Gelecek daima sizlerindir” diyor.
Saat gece yarısını vurdu
Gecenin kalbi durdu
Bu kadar sessizliğe dayanılmaz
Bu kalp bir türlü adam olmaz
Yine sarhoş
Yine saçma sapan
Bazen hırsla
Yatağımdan kalkıyorum
Şu hikayeyi’de bitirmeliyim, diyorum
Şu, denemeyi’de yazmalıyım..
Şu kitabı tamamlamalıyım..
Ama nerde..zaman yok
Ne ceberut kadındı annaennem
Babamı kıstırdığı yerde
Ana avrat küfrederdi
Hiç hazzetmezdi
Mavi gözlü kızını
Ondan aldığı için




-
Melaike Hüseyin
Tüm YorumlarGüzel bir manzara olmuş yine Hocam! Günlük gibi.
Hanımefendiye selamlar. İncir olacak da yenmeyecek mi Hocam! :-) Avrupada tane ile satılıyor şu incirler. Tanesi söylemesi ayıp, bidolar. Gurbetçim durur meyve tezgahı önünde, bakar şu memleketinden gelen teker teker kağıda sarılı, içi bal dışı ...