Kum tozundan elenmiş, dalga dalga sıra dağlar
Güzelliğe emsal olmuş ince dallı yeşil bağlar ,
Durgun akan çaydan öte ılgın otlu düz ovalar
Bahar günü bir seraba, kim ağlar yar kim ağlar
DİVAN ŞİİRİ
BİLSEYDİM AŞKIN ATEŞ OLDUĞUNU
Hangi çağda seni gölgesine alan bir sine vardı?
Aldığını kim nerede bıraktıysa, bir berrak kul olup ta bu gün neden ruhsarı sarardı?
Hasretim yüreğimde acılar dilimde benim,
İlkelerini paylaş bir dalda beyaz kara dut gibi,
Başka üretilen lisan, başka kişinin,
Kayaların tortulaşan çamurlarını söyleme ,
Anlarsın diye. Anlamıyorum.
Çevirisi olmayanı yazma söyleme.
Sonsuz öncesiz bir diyar yürüdüğüm,
Zemini kaygan kum taneleri,
Hasret kaldığım yer kıraçlarda ak taşlar,
Yücelere kayalara kıyas gibi, yokluğun,
Kadim bir sin kalıntısı, bir yanı kırılmış,
Kırılmış hiyeroglif üstünde baykuş rölyefi
Bir dünya istiyorum senin olduğun
Sığındığımız bir çatı altında
Her sözümüzde tılsım
Ve ellerini bırakma dediğin bir dünya
DİVAN ŞİİRİ
BİR ETTEN KEMİKTENİM BEN
Ortaya atılmış bir etten kemiktenim ben derken buna itirafım kabahatmıdır?
Gözümden su damla damla düşerken bir seher geldi ki
Orada Süleman'ı yakan melikenin giydiği libası bir hilatmıdır?
Burcu burcu şimdi Ilgaz dağları.
Bahar geldi bir kez çiçek açacak.
Bülbül seherde gelince coştu bağları.
Seyrani söylemiş gül dalından aralamadan..
Makusmu talihim bilmeye bir Ledünni ilmim olaydı, Dost olurmuydum Hızır'aleyhisselama,
Bu perişanı ahval ile bu hali ervah içinde ne furkan edersin biçere gönül farukuna, bu dünya düzünde bir engel yoktur
Her kula yollar tozlu, dağlar yokuş, çöl yakıcı ,düzdür ovalar,
Yanlış yoldasın ben desem de senin yolun engini derini çukuru yoktur yeşil olur meralar
Öyle söylediğin zaman ikindiye yakındı tabi o vakit bir de akşam üzeri,
Başta yazı olmalı
Kader dediğine çizilmiş hançer ucuyla ak yazı
Kalem ucundan siyah olmasın
Yaz ı olmalı alın dediğinde yazı ılirik veya pastoral,
Aşka pas vermeyen yazı olmalı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!