Benim çektiimi kimseler bilmez iken dedileri naçare bu;
kaç harf ile anılır bir tekevvl ile bir kul biçare bu
Halbuki benim kimseye görünmeyen kendimce figanıma fayda ararken
Nadir bir ot dalına saklanmış mahlukta ki görüntüye öyle taat ettim ki
Sandım ki benim dünyada ehil olmaya çare bu.
Ben o dalda nefes alan bir kavmin mensubuyum, öylemi acaba dünya yüzünde
Derunide gönül acısı yok olmadıkça, kurumaz kirpikler göz yaşlarından ,
Avare canın hıçkırıkları sevdadan, hıçkıran, geceleri bir lokma ile hırkadan başka neye evladır? Onu gör,
Revamı bu hüsran bana canan, canda hissemi, söndür bu alevden,
Bir teselli olur elbette mehtap ile yürü ki, seher vakti suğlayı gör,
Ben gülmeyi sende gördüm, hicran yükünü kesbettim diyemeden,
Sana düşecek yolum hangi kıraç mahalin kenarından geçecek düşündüğüm yer bir çiçek bahçesi olsa da Senden talebim olursa, ricat etmesin talebim,
Gerçi maruziyetimden muhtacım bitmez benim,
Her sarı çiçeği gördüğümde aklıma gelir güneşi andırıyor diye,,
Elimde biraz teselliden sonra dökülür o yapraklar tane, tane, o zaman tozlara karışır ümidim benim,
Bir sarmaşık çiçek dalına sarılsa, çiçeklerin ihtiramı zanneder belki başka dallar amma,
Derdim söyle! Asbabına sarılan feryadının esbabı nedir?
Seni bu mekana buyur edince, akan bu gözyaşı sende neden dediler.
Benim inkarımdan değildi, nehyi münkirim
Ne dediysem yalan bu dünya münkir-i münafiler illaki lat menat'çı derlerse bunlara karşı göklerin taşı sende dediler.
Bir dünya gibi alemi süsleyen ziynetler, akla izana ziyan veren bir ihtişam,
Kimin yaptığı meçhul rölyeflerin üzerinde, fırtınaları çağıran ruhları mefluç eden o sedalar aksettii düşündüren bir mekan,
Kayzer'in sarayı viran olmadan muhteşem olsun istedi, ne çare firavunun zindanları sarmış gibi zulmet ile zilletin diyarı bir ihtişam
Adım söylensin istedi, yağmurla eridi her damlası vurdukça rahmetin, arzumuydu bu inkisar,
Sonunda kavuştuğu iki taşlı hisar haktan reva görülen bir ihtişam,
Sinede mahı gören, bir alev içinde gül sanarda, o gün bir ömür solmaz olur,
Derya yeri bir kap olsa, sineden düşen damlalar, ona akan olsa ve sonra sonra sura varmış gibi bir ıssız
Kainat hayale varmaz bir kap olsa ,sineye düşen bir damla göz yaşını almaz olur;.
Neden olur, nasıl olur? Şahsi amelinde çözülmüyorsa kimsenin,
O ummana mani olmasaydı yakamoz denilen ışıltılar çizilmezdi suyun üstüne,
Semaya el açmış geceleri fiyortlarda nefes gibi şafak rüyasını kandıran dalgalar
Nidaların olduğu alanda basılacak yer olmayınca, bu ıslak sergi,
Gözlerin ağlayışına bir hoşgörü içinde nerden bakarsan kıvrılarak sürünen bir şey dalgalar.
gönül denilen bir han ki virane, bu dünya denilen yer, o bir boş hane ,
Ne Kisradan eser kaldı yalan araya girince,
Ne evlad-ü ıyalden, atası Kisra'ya her darbede feryadın kalbinde kalacak olan idi küsare
Cihanı, dünya tarlasında , beşeri, toprağa yar eden bir Zişanı Resul ki
Her derde deva oldu, bunca tuğyana, ihtirasa kine karşı, küffarın şirki cahiliyeti, sere, sere ,
Ruhumda açılan bir dal semaya uzanırken, ona bir ağaç dalı demek mümkün olmuyor amma, dal çehrede açmaz ise o dalda rahmet olmaz
Nerde bir gülmez ise çehreye , billur gibi gönül ırmağı akarken, bütün çöller kar altında buz olsa, damlalar sineye defnolunmaz
Güleryüz, bin defa hac olmuş gibi lisan ile hoş olrsa da, bir taş dokunsa topuklara, ceraimi affolunmaz.
Ne var ola ki hasmın nefsin ise cezbin tebessümünden kaçmak naçar olursa, o vakit sine muhtemel alevden nehyolunmaz,;
Öyle bir tutuşur ki o yangın, bin beşer gelse de, onu içlerinden söndüren olmaz,
Sen cevrini bana eda emeliyle bir hali mekanda, sessizce pervazı eşikten girerken;
Nazının beni cezbi nâra attığı, aşkı sefilin yoluna düşen cehennemi nerden göreceksin?
Kim seni görmüş ki sırra karıştığından beri olduğun yer,, hayal ettiğim yermi, neresi?,
Benim bahtım senin çehrenin endamını bir sevdanın aşkı diye saklarsa nerden göreceksin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!