Bir kara gözlüye meftun eyledi
Sen bu yolun yolcususun diye söyledi
Ne zaman isyan etsem beni payladı
Darıldım feleğe, tanımam gayrı
Dün ne zaman geçti, bu güne geldi
Fırtınalar sessiz, küskün deryadan
Bulutlar susuz, şaşkın halinden
Gündüzler ışıksız, bıkkın geceden
Gidişin dünyayı küstürdü bana
Yolcular umutsuz, küskün yolundan
İlk annem,
gözlerimi açınca tanıdığım ilk kadın.
Süt veren, büyüten, üzerime titreyen,
temizleyen, hastalanınca hasta olup
gülünce gülen.
Benim için ağlayan.
Bir can’ım var idi, nasıl anlatam,
Bilirim doğmuştur, Afşin Maraş’tan
Sazı gümüş ise, sözü altından
Ne güzel dost idi, nasıl anlatam
Canını, ömrünü meydana atan
Sen benim aşığım, ben senin delin.
Ben senin aşığın, sen bahar gülüm.
Dünyalara değer, bir tek saç telin.
Sen benim aşığım, ben senin delin.
Ben senin aşığın, sen bahar gülüm.
Girmesin araya, elleri zalimin.
Seni sesliyor Marmara,
mehtaplı gecenin yakamozlarında.
Can için çarpıyor kalbim dalgalarında...
.............
Olmaz ki ama, can kız yazıyor bak
sessiz ve nazlı süzülen teknenin iki yanında.
Rüzgâra yalvarsam götürür mü ola
Beni nazlı yâre yetirir mi ola
Bu derdi, kederi bitirir mi ola
Kimden medet umsam, bilemiyorum.
Bu hasret kor oldu, kavurdu beni
Gurbet elin akşamları karanlık
Güneş batar, çöker yine serinlik
Kalleş olur buralarda yarenlik
Uçan kuştan medet umar gözlerim
Aşk uğruna yollarına düşmüşüm
Ne yazıdır, ne de tura
Vallahi yok cepte para
Bu yoksulluk bizde yara
Bilmem ki kim kafa yora
Oğlan diyor, baba para
Sabahçıyım yine,
yakmışım ateşimi,
sigaralar, lokomotif misali,
şişelerim var dizi, dizi, ama boş. (dolusunu görmedim…)
Altım kum, önüm deniz.
Melodim, çıtır, çıtır yanan tahtaların sesleri,
Engin bey şiirlerinizin hepsini büyük bir zevkle okudum....duygularınızı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler, yüreğinizde ki coşku hiç bitmesin....