Gitme demiştim arkasından.
“Sus” yapmıştı işaret parmağıyla
Baka kalmıştım arkasından.
El sallayarak gülücükler atmıştı
Mutlu sanmıştım o gülerken.
Sonradan arkadaşım Ahmet anlattı.
Sordum bir kuşa
Nasıl uçuyorsun?
Dedi ki:
Kanatlarımla
Sordum bir yıldıza
Ey Sevdiğim,
Bakışlarını kaçırma gözlerimden.
Gözlerinin derinliklerinde kaybet beni.
Tut musalla taşının mermerlerini
Soluk soluğa kalsın konuşmalarımız.
Yağan yağmur damlaları
Yüreğinin demirden parmaklıklarına dokunsun.
Sonra göz yaşı olsun
Kalbinin derinliklerinde beni hatırlatsın sana.
Ve yeniden ıslatsın kirpiklerini
Yüzünden dökülerek topraklara sığınsın.
Yalnızlığı alıp başucuma
Uyumak istiyorum.
Ve sonra terk etmek yeniden
Yalnızlığımı yalnızlığına bırakıp gitmek istiyorum.
Ona ihtiyaç duyduğumda gelsin.
Bağırmalarına ve çağırmalarına,
Küsmelerine ve darılmalarına,
Yarım yamalak sarılmalarımıza,
Bu ümitle katlandım.
Öpücüklerinle çıldırırken ruhum,
Yalnızlığım bir ip gibi boynumda
Sıkıyor sanki her dakika
İlmikleri kördüğüm olmuş,
Çözülmüyor.
Bıçaklara muhtaç bekliyorum.
Çekme ellerini ellerimden.
Senin kuru bedeninde,
Kaybolmalıyım.
Bırakma dokunuşlarını.
Bırak hayallere dalsın bakışlarım.
Esmer teninin karışık çizgilerinde,
Vakit geçte olsa içimde aşkın acısı
Elimde beyazdan, ağlamaklı kağıt parçası
Aklım yolunu tutmuş yolcu misali
İçinde bin bir soru cümlesi
Kaldırım taşları bilirdim. Onlarca ve yüzlerce
Varlığa dokundum, dokundum sandım.
Yokluğa düştüm yoruldum sandım.
Bana sarılanı dostum sandım.
Sarılsan sen sarılırsın sevdalı bahçem.
Uçurumdan düştüm öldüm sandım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!