Bir kelebek olsaydım,
kalan bir günümü,
Seni özlemekle geçirirdim.
Bir ağustos böceği olsaydım,
Kalan bir ayımı,
Gülmek varken hayatta,
Neden ağlar ki insan.
Coşup eğlenmek varken bu dünyada,
Neden hep kederlidir insan.
Tabi kimse anlamaz ağlayanın kederlinin halini,
İnsan gündüz vakti herkesin derdini dinlermiş te,
Bir gece sessizliğinde,
Kendi derdine derman bulamazmış,
Yalnız başına çaresiz kalırmış...
Keşkeler;
Beni yaşayan bir bedenin içindeki,
Ölü bir ruh yaptı.
Dışardan güldüğümü gören herkes,
İçimdeki keşkeleri bilmeden,
Yaşadığımı sandı...
Kim o?
Ta uzaklardan kapmış,
Sevdiğimin gönlünü.
Çaldı benden ela gözlümü...
Bazen nefessiz bırakıp,
Dışarıya çıkartıyorsun beni.
Bahçede bir sandalyeye oturtup,
Seni düşündürüyorsun.
O gözlerini...
Bana sarılmıştı.
Elleri belimde,
Kafası omzumdaydı.
Yüzünde de hafif bir gülümseme vardı.
Anlatamazdım içimdeki heyecanı.
Güneş sen uyanmadan doğmaya kalkar,
Kıskanır çünkü parlaklığını.
O da biliyor tabi,
Sen uyandığında gölgede kalacağını.
Geceleri uyumadığında ay hep kapkaranlık olur,
Kıskanıyorum çiçekleri,
Onlara dokunuyorsun diye.
Düşünsene sevdiğim, ellerini hissediyorlar.
Kıskanıyorum aynaları,
Onlara bakıyorsun diye.
Kızamıyorum ki kimseye,
Bana gülüyorlar diye.
Biliyorum görseydim kendimi başka bir bedende,
Bende gülerdim halime.
Diyorlar ne varmış halinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!