Enes Ateş Şiirleri - Şair Enes Ateş

uçurumlu vadilerden,
yeraltına damlayan
suları, avuç avuç
içine hasretmekten
korkma!

Bir masada olmaz düzlük ve uçurum
Ya uçurumdur bir müminin gözlerinde saklıdır
Ya düzlüktür bir küheylan koşmak için yol arar

Bir masada eğer varsa
bir mümine, bir örtü

Var ve yok arası
Geçmişle geleceği bütünleyen
kapıların kirişinde
ruhuma bir paradoks peydahlanıyor
Ruhum bir yalanın maskarası
Alemin elem girişinde...

sen şimdi,
hangi fikrin aynasında
güzelliğine bakıyorsun
kimbilir;

bense piç gibi

Bu düş,
en pahalı giysisindeyken gece,
ikimize yazılmıştır..
bir papirüse çizilip sonra,
Gönlüme asılmıştır...!

geçkin bir zamandan

kalma tüm şarkıları

sımsıkı çivilenmiş kutulara

tuttuk sanırız avuçta canı
ama yanılmıştır akşamı
getiren oruç!
sen ve ben,
yırtmalıyız zamanı
hangi mabedde kubbe

merhaba çocuk,
işte ben,
kan donduran düşlerin ayazında
sana anlatmak için merâmımı,
bir sayfa sıyırdım damarımdan!

Gözlerin, hâla eski bir tarihin avuçlarında
Medusa'nın laneti akıyor iliklerime kadar!
Taş oluyorum, taşıyorum sencilliği bugünüme...
Gözlerin, hâla ıtır kokuyor, duyuyorum!

öyle derin bakma içimin nazarına;

Yalnızlık hasretin izdüşümüdür
Yaştan arta kalan gam olsa gerek.

Rüyalar buldurur gerçek dünyayı
Aklın hicabında cam olsa gerek.