Ne yerde gezer gönlüm, ne de gökte..
İğnesi, ipliği hep bir başka sökükte..
Sabah görür, akşam unutur, aklı o yârda
Ah benim deli divanem, hâyal de bir, yalan da!
Nadim bir bahardır, çiçek açtığına aldanma.
O’ adım da gizli harf..
O’ alnım da görünmez yazı..
O’ içimde ki sızı..
O’ elimde ki kına..
O’ saçımda ki örgü..
O’ boğazımda düğüm..
Çoğul bir yalnızlığın, tekil acılarına biat etmiş gönül.
Aguşunda hicaz nameler, gözler de nem, dilde sûkut.
Kederli hep günler, mah-i devran’da geceler sürur.
Süklüm büklüm kelimeler, aşk ki, dikenli bir gül
Yarın bilinmez neleri getirir, dünler ise ellerimizde kayıp.
Kirpiğin yere düşse, kahrından gök incinir.
Veyl olsun sana kalkan o/lamayan el'e..
Gözümden sakındığım, gönlümün tahtı, ömrümün bahtı kızım.
Affetme, acımdan durursa kalbim . ♥️
(Boğazımdan göğsüme indi.
Öksüremiyorum.
Ne yutkunabiliyorum
Ne uyuyabiliyorum.
Sızılar içinde iken ölemiyorum)
yorduk daha çok yorulduk
geldik şiirin gölgesine oturduk
bir nefeslik duraklarda..
***
dedi ki
“Seni çok iyi anlıyorumda, sen beni anlamıyorsun”
Bazı insanları çok fazla önemseriz, bazı insanları ise daha az önemseriz.
Bunun nedeni aramızdaki duygusal iletişim ve ilişkinin derecesinden kaynaklıdır.
Yani karşındaki kişi ile olan samimiyetinin ölçüsüne göre değişiyor.
Sahip olamadıklarımızın hâyâli ile haşır neşir iken, sahip olduklarımız ile yaşamayı unuttuk.
Ama 'ölüm' hatırlatır.
Değerli olanın hâyâl değil, gerçek olduğunu..
İnsan olmanın bedeli ağırdır.
Eğilir aşk, bükülür gurur.
Bir güçlü dalga, beynimin kıyılarını döverde durur.
Yağmur yüklü bulutlar gibiyim.
Gökgürültüsü, rürgâr ve şimşek.
Bir yağabilsem, fırtınam dinecek.
içim yangın yeri
ne yöne döndürsem çehremi
ortalık ziyan, riya, talan..
gönlüm kırık, zihnim bulanık
//..dumanı tüter huzursuz taş ocağın
Gündemi ve "insanı" meşgul eden tüm kirliliğe, nefret ve ayrıştırma diline rağmen, "ağız tadıyla" iyi bayramlar dilerim...
Saygı, sevgi ve muhabbetle...
Mustafa Bay
Daha güvenli, daha huzurlu, daha "insancıl" yarınlar dileği ile..
Anneler Gününüz kutlu olsun...