Bir yasakla bin cevaz (!)
Kaynıyor kazan yavaş yavaş...
Kimi der dindar kimi der bağnaz.
Başım mı?
Örtüm aklımı bağlamaz.
Derler ki...
Başlayan her güzel şey, bir gün ardında kötü anılar bırakarak yitip gider. Ta ki, sis perdesi aralanana kadar. Ayaz düşmüştür yüreğe, yalnızlığında üşürsün. Sanki gecenin karanlığından çıkıp gelecekmiş gibi.. gözlerin, gölgeleri kovalar.. Amma ve lakin ne gelen, ne de giden “o”dur.
“Sen benim hiçbir şeyimsin artık” Yarım kalmış, belki de asla yaşanmamış olan, sevda yanığımsın. Geceleri rüyam, gündüzleri hayalim değilsin. Yoksun yüreğimde, ne de aklımda. Düşlerime sığdıramadığım bir yoksunluktan arda kalansın. Hiçbir şeysin. Ahında bir gecenin ve buğusunda bir sabahın, kaybolmuş umutsun, yoksun. Türkülerim seni söylemiyor, şiirlerim seni yazmıyor. Hatta ve hatta hiç bir filmde adın geçmiyor.
Hiç! hiçbir şeysin. Bedduam bile değilsin.
Sen ve Ben; Birbirine asla kavuşamayacak olan bir dağın iki yüzüyüz. Hep yanyana, fakat hep ayrı. Belki aynı yıldız kümesinde iki meteor, birbiriyle asla kesişmeyecek olan paralel yada meridyen. Ne bileyim işte, aynı gökkubbenin altında, aynı havayı soluyan ama farklı yönlere kanat çırpan kuşlar gibiyiz. Ne sen benim dilimden
anlayabildin, ne ben senin ışığın olabildim. Birimiz doğu birimiz batı. Yönlerimiz hep ayrı, hep farklı. Kördüğüm bu sevda, çözmeye çalıştıkça, arapsaçına dönen. "Hem dolaşık hem ayrı"
Açma gözlerini çocuk, yum!
Büyüme sakın bu hayatın acılarına..
Sıkı sıkıya kapat yüreğini sahte baharlara ki
Rüzgarlarında savrulup üşümeyesin.
Kış değmesin o sıcacık avuçlarına.
Bulutlara özenmesin kirpiklerin.
Hüzün bulutları dolaşıyor yine ser de.
Ahde vefa görmedi gönlüm
Ne dost, ne gardaş, ne de yar'da
Ömür hep bir yokuş, hep bir değiştokuştur.
Çok düşün, az konuş.
Kelimeler mermi, cümleler silahtır.
"En zamansız zamanların an'ıyım
Üstüm başım perişan
Bir çöl şahanıyım
Lâ desem inkar olur
Var desem ab-ı hayat
Ey! zülfünde bin keder taşıyan melek
(Ey hat! sen ne garip bir devransın..yıllarca aldıklarını şimdi geri vermeye kalkıyorsun)
Baba!
Neden?
Ah! keşke..
Eteklerim tutuşmuş gibi
Koşuyorum yellim yepelek
Akşamın lacivert hüzünleri arasında.
Caddeler boş
Caddeler ıslak ve ıssız
Bir tek sokak lambaları şahit yalnızlığıma
Bilirim!
Dönüşü yok bu yolculuğumun.
İçimde bir sıkıntı var!
Ve yüreğim firarda..
Olmayacak artık; Ay/dan bir gülüş kucağımda.
Yorgunum..
Sahili dövmekten bitap düşmüş dalgalar gibi.
İçi boşaltılmış bir örenim artık..
Her an yıkılmayı bekleyen köhne bir ev belkide
Şuramda, sol yanımda, evet taa şuramda..
Bir sızı var inceden inceye yanmakda.
Bir emanet gibi
Eğreti duruyor tüm sözcüklerin.
Üzerine oturmayan duygular ile
Gerçek bir aşk hayali kuramazsın.
Şiir aşkı unuttu
Gündemi ve "insanı" meşgul eden tüm kirliliğe, nefret ve ayrıştırma diline rağmen, "ağız tadıyla" iyi bayramlar dilerim...
Saygı, sevgi ve muhabbetle...
Mustafa Bay
Daha güvenli, daha huzurlu, daha "insancıl" yarınlar dileği ile..
Anneler Gününüz kutlu olsun...