Neden her zevk biter elemle?
O elem ki, gelir sevincin ardından.
Getirir ruhların sonsuz söylemlerini.
Ben söylemiştim diye,
Tekrar tekrar fısıldar.
Hep geç kalmışlar gibi arkandan
Fırtına istemem, sakinlik daha beter.
Güneşi sevemem, gece getirir keder.
Ağlamak sevincin son noktasıymış
Yalnızlık tiksinti, aşk acı sever.
Var mı ki, var mı ki, öyle bir insan?
Geçenlerde dolapta kurcalanırken
Eski bir aşk değdi gözüme
Yıllar geçmiş tozlanmış, bir de
Rengi solmuş sigara lekeleri vardı üstünde
O kadar da özenle saklamıştım oysa
Yine yağmur kapımı çalıyor akşamları
Gri günlerimden beni koparmak için
Ellerinden ayırmak için ellerimi
Yorgun gecelerinden umutsuzluğumun
Şarkıları çınlıyor kulaklarımda rüzgarın
Sana sığınırım, gecenin ortasında
Karanlık ruhumu esir alırken
Sana sığınırım tüm benliğimle
Tufanlarda yelkensiz sürüklenirken
Sana sığınırım güneşin kavurucu sıcaklığından
Sevgilim kapama gözlerini yıldızlara
Kaçırdım güneşimi diye ağlarken
Dalıp gitmesin mahmur gözler uzaklara
Yanında seni benden çok sevenler varken
Susmasın o tatlı dilin, türkü çağırsın
Nice ölümsüzlük gördüm ölümde
Nice öldüğünden seneler önce
Haberi olmayan diriler gördüm
Nice güzellikler buldum çirkinde
Nice çirkinliği güzellik sanan
Dolunay yine geceleyin üşüyen ağaçlar
Dolduruyor gözlerimi renkler yerine sis var
Aşk gelmiş yine sarmış beni umutlar zorda
Mutluluklarsa acıyla doğar
Dağınık saçları vardı Yağmurun
Rüzgarda uçuşurdu
Gözyaşları vardı Yağmurun
Yırtık ayakkabıları su geçirirdi
Yıldırım bey gürler, Sema somurturdu
Yağmur çok kızardı o zaman ağlardı
Bir şiir yazmıştım, sözleri yoktu.
Yoksundu kurumuş yapraklar yoksun,
Satırlar arası duygularımdan.
Bir şiir yazmıştım, yazılamayan
Alev dilli şiir gönlümü yakan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!