Bir yıldız parlıyordu, ayrıldığımız zaman
Gözlerinin içinde keşke yıldız olaydım
Bir yağmur zerresinde, ateş gibi parlayan
Güneşe eş olaydım
Sonbahar günlerinde gözlerinden süzülen
Gözleri siyahtı, nazlı dilberin
Beni benden aldı sürmeli gözler
Yüzü ay gibiydi sevgili yarin
Derdime dert kattı ay yüzlü dilber
Kaşları kemandı, dudağı kiraz
Onu düşünür kalbim, hissizse dudaklarım
İnadına konuşmasa da dilim
Onu düşünür kalbim
Yok olmuşsa vicdanım,
Gözlerim baksa da uzaklara
Onu düşünür kalbim
Saçların dağılmış ay yüzlüm
Dağılmış hicran dolu yüzüne
Ve ben, çatık kaşlarından fırlayan ok gibi,
Ve ben, Mecnuna yaklaşan ceylan gibi
Hiç korkmadan yaklaşınca
Heykel gibi senden, bir ses yükselir
Hep aynı şeyleri yaşıyorum
Anıların arasına girmiş asıl yaşamımı
Hayran bakışlı bir çocuğun gözlerindeki
Evimden biraz büyük bir dünyayı
Aynalarda belirsiz yabancı bakışları
Nemli duvarlardaki gizemli aşk yazılarını
Sakinim hiç olmadığım kadar
Sevilmeden öylesine yorulmayı özlüyorum
Suskunum
Takıldı yine biryerlere
Aşk oyunum
Seviyorum, yüz binlerce kez
Hangi gün olduğu ne fark eder?
Bazen kapıyı çalınca keder,
Bazen de anılara gömülüp kalınca,
Hangi gün olduğu ne fark eder.
Hangi gün olduğu ne fark eder?
Hiç uyanamadığım bir rüyanın sarhoşuyum
Hani bir gece vakti
Yıldızlar göz kırpıyorlardı ve sen yakınımdaydın
uzak düşlediğim yıldızlar ama sen yanımdaydın
Sarılmak hayalimde bile yokken
Henüz tanımadım sizi
Göremedim ne güzellikler saklanmış kalbinizde
Henüz sevmedim değil
Sadece tanımadığım için sevemedim belki
Güzellik nedir? İki yıldız alev alev,
Okyanusların mavi yeşil suları
Ve tüm bunlara sahip insanın gülüşü.
Bir de başaklar gibi sarı,
Tanımlanamaz baş döndürücü kokulu saçlarıyla
Sevgilimin geri dönüşü.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!