Parmak uçlarında yürürdüm..
Çıtım çıkmazdı,biri duyacak diye korkardım..
Usul usul nefes alır,gerekirse nefes bile almaz,soluklanmazdım..
Öyle demiştin bana değil mi sen?
Beni sessiz sev kimse duymasın!
Ayrılık deneyinin üstümüzde denendiği iki denektik seninle biz..
Bağışla beni!
Aşka ihaneti katınca ayrılık oluyormuş
Onlar haklı çıktı sevgili..
Seni çocukluğumda tanıdığım için özür dilerim..
Gitmeye hazırdın..
Sırf sen gidiyorsun diye tüm şehir ayaklanmıştı sanki gözbebeklerimde..
Giderken yaklaştım usulca sana..
Korkma! Gözbebeklerine dokunmayacağım..
Boynuna sarılı olan atkını kravat şeklinde bağlayacağım..
Giderken efendi ve adam gibi görüneceksin..
Jilet kesiği yaralarınla gelmiştin bana..
Ustura ağzı dudakların vardı..dokunsan keserdin..
Ne kadar yalnızlık varsa,
hepsini sırtına toplayıp öyle gelmiştin bana!
Kaç şehir yutmuştun varabilmek için gözlerime?
Sonra…
O gittikten sonra çırpınmayı bıraktım.
Gitmişti!
Hayallerimin bileklerini kestim.
Kanların aktığını görebilecek kadar ayık kaldım bir süre.
Hatta pişman olacak kadar bile zaman tanıdı bana jilet kesiklerim...
Bitti işte. Ne bekliyorduk ki yüreğim? Hiç yalnız kalmayacak geceleri hep onunla uyuyacak elimi hiç bırakmayacak mı sanıyorduk? Olmadı işte. O bir daha hiç ayrılmayan mutlu sonla biten çocuklarına isim bulma çabası içine giren birlikte yaşlanan kişilerden olamadık biz. Ben bugün eşime ne yemek pişirsem diye düşünen bir kadın olamadım. O ise işimi bir an önce bitirip eşimin yanına evime gideyim diye düşünen bir adam olamadı. Biz hep hasret çektik yüreğim. Biz hep vuslattık. Biz hep yalan dolandık. Ne sarıldığımızda kavuşabiliyorduk birbirimize ne dokunduğumuzda ısınabiliyorduk ne de göz göze geldiğimizde dünya duruyordu. Biz hep uzaktık yüreğim. En uzak yer adresi olmayan bir ev evin içinde hiçbir zaman kurulamayacak olan bir yuvaydık.Doğmayacak olan çocuklarımızın anne ve babası nikah masasında iki evet ile bitmeyecek olan bir aşk hikayesiydik. Gururduk biz yüreğim. Allah belasını versin ki gururluyduk. Ne ayaklar altına alınmaz şeymiş ki tek bir mesaj bile atamadık yalnızca 'özledim' yazan. Gönderilemeyen mesajlardık biz rehberden silinen isim her özlediğimizde bakmak için kaydedilen eski mesajlardık. Unutulmayan özel günlerdik biz yüreğim. Evlilik yıl dönümü çocuklarımızın doğum günü değil biz ayrılıkların birlikte dinlenip unutulmayan şarkıların ilk kez gidilen yerlerin yıl dönümüydük. Biz kavuşamamaktık yüreğim. Yenilgiydik güçlü değildik.
Biz ne bekliyorduk ki yüreğim?
Biz sadece onun dönmeyeceğini bile bile beklemeyi biliyorduk.
Seninle olmaz biliyorum.
Hayal kurulmaz.
Gelecek diye beklenmez.
O kapı hiç çalmaz.
Geceler bitmez.
Uyku gelmez.
Hiç yokmuşum gibi davranma konusunda ödüllendiriyorum seni…
Yüreksizhane Vakfı’ndan gidip alabilirsin
Birincilik belgeni…
Kan kaybı,
Can kaybı,
O kadar çok aşıktım ki O’na…
Tanışmak istedim.
Ne işle meşgulsün diye sordu.
Ben her gün seni seviyorum diyebildim.
Anlamadı.
Vazgeçtim!
Sen üç yüz otuz üç derken,
Rakamları dudaklarının baş ucunda öğrenmeyi seviyordum en çok ben.
Sen beni çok seviyordun,
Öyle çok seviyordun ki,
Hep yanında olacağım diyordun ben başımı göğsüne yaslarken.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!