Durdu Şahin Şiirleri - Şair Durdu Şahin

Durdu Şahin

Merhum Abdurrahim Karakoç üstadımız; elini, dilini, özünü, sözünü haramdan sakındırır, şiiri gerçek manada şuur olarak görür, Hakkı her daim âli bilip ebedi hakikatlerin türküsünü söyler, her türlü yabancı ve yalancı ideolojilere karşı sarsılmaz bir kale gibi dimdik mukavemet gösterir, doğru kararları dosdoğru uygulayıp, yerinde sabrın, yerinde en soylu bir direnişin ve şahlanışın örneklerini sunardı.

Marifeti de, erdem ve fazileti de layıkıyla dillendirir, okumadan yazmadığı, bilmeden söylemediği için yazdıkları hep okunur, söyledikleri yürekten benimsenirdi. O halk edebiyatının en kuvvetli şairi Nefi’den sonra en kıymetli hiciv üstadıydı. Şiirleri insanı besler, coşturur, hedefine ulaştırırdı.

Merhum üstadımız; her şiir, davranış, hitap ve kitabıyla, şanlı mazimizi hatırlar, hatırlatır, istiklâlinin önemini en sahih bir şekilde belirtir, istiklal ve istikbalin kaynağının iman, ilim, adalet, gayret, cesaret ve ahlakta bulunduğunu en gür sesiyle söylerdi.

Devamını Oku
Durdu Şahin

Şiir üstadımız Merhum Abdurrahim Karakoç; insani özelliklerini sürekli yemleyen, kafasını ve gönlünü sürekli birbiriyle barışık eyleyen, bilgisini sürekli öğrendikleriyle kıymetlendiren, başkalarına kul, köle veya efendiliği değil ilim ve insanlık yolunda halktan biri olarak milli ve manevi değerlerimizden kıl payı sapmadan yaşamayı değerli bir görev ve erdem bilen bir yapıya sahipti.

Bu güzide insanın işi; çöl kuraklığındaki gönüllere yazılarıyla, şiirleriyle mukaddes hayat kaynağını göstermek, maddi ve dünyevi ihtiraslara yönelmemek, okuyucularını sorumluluk, soyluluk, bilgi, ahlak, Allah, peygamber, millet ve yurt sevgisiyle yoğurmaktı.

Görevi; mükemmelliklere, orijinal güzelliklere etik ve estetik özelliklere saygılı davranmak, bildiğini layıkıyla bilmek, bildiklerine uygun yaşamak, faydalı ve kaliteli işlerle gününü ve ömrünü güzel eylemek, vakar ve haysiyetini korumak, günün adamlığını değil gönül adamlığını, insafı, idraki, saygıyı, seviyeyi inadına kuvvetlendirmek, konuştuğu zaman yüksekten değil lakin yürekten ve yürekli konuşmaktı.

Devamını Oku
Durdu Şahin

Merhum Abdurrahim Karakoç, öncelikle mert, dürüst, vefalı, gayretli, faziletli bir insandı.

Şiirlerinin özünde de, görünen yüzünde de doğruluk, dürüstlük ve cesaret vardı.

Millet ve memlekete hain, mertlik ve dürüstlükten habersiz, masuma ve mazluma şiddetli ve sert, ahlaksız, zalim kişiler karşısında demirden bir dağ gibiydi.

Devamını Oku
Durdu Şahin

Hakikî manada güzel şiir ve yazı yazardı, işinin ehli bir ustaydı. Genç şairlere ustalığının gereğini noksansız uygulardı.

Dostluğu süresizdi. Uzun zamana endeksli bir dostluğu vardı. En güzeli de dostlarının, arkadaşlarının ve genç şairlerin yazdıklarına ilgisiz değildi. Özellikle gençlere yönlendirici, heveslendirici sözler söylerdi.

O yumuşak sözlüydü. Telefonda konuşurken dahi sanki yanımızdaymış gibiydi. Sesinin ve yüreğinin sıcaklığından mutlaka etkilenirdiniz.

Devamını Oku
Durdu Şahin

Ömrünün her bir karesinde makul, yerli ve millî düşünmüş, bütün yazı ve konuşmalarında, din, devlet, yurt ve milletimizi, birlik ve beraberliğimizi öncelemiştir.

Hiçbir kişi, dernek, parti, grup, kuruluş ile ilgili peşin hükümlerle hareket eylememiş, bir ömür Allah'ı memnun eylemeye, necip milletimizin, ümmetin ve insanlığın faydalanacağı ilkeleri, mefkûreleri, davranış tarzlarını ve prensipleri dillendirmiş, bu ilke, mefkûre ve davranış tarzlarının doğru anlaşılıp gereğine uygun yaşanması yönünde gayret eylemiştir.

Hiçbir lider, önder, umumun saygı duyduğu şahsiyet ve gönül adamının noksanlarını ivedilikle gündem eylememiş, her daim uygun zamanı bekleyip öncelikle saygılı, ahlaklı, anlaşılır bir dil ile mümkün mertebe muhatabının sevenlerini rencide eylemeden, kaba ve çirkin sözlere heveslenmeden söylenmesi gerekenleri söylemiş, tenkit eylemek zorunda kaldığı insanların şahsiyetlerini incitmeden, hatalı taraflarını, realiteye zıt görüşlerini, umuma zararlı ilkelerini bilgi ve belgeleriyle izah eylemeye uğraşmıştır.

Devamını Oku
Durdu Şahin

9. ve 10. asırdan itibaren, eczacılık veterinerlik makine mühendisliği dallarındaki, mimari, süsleme, müzik ve edebiyat arasındaki soylu ve faydalı ilerleyiş, İslam'ın ilmî mucizesinin belirtilerinden sayılmalıdır.

Çok anlaşılır bir şekilde söylemeliyiz ki, İslam'dan önce bir Yunan düşünme tarzından, bir Roma hukuk anlayışından, bir Hint matemadiğinden, Çin tıbbı ve mekaniğinden bahseyleyebilsek de; İslam'dan önce ilmī düşünmenin varlığından bahseyleyemeyiz. Lâkin İslâm ile, İslam toplumlarının ilim ve ilmî düşünme bakımından 9. ve 1O. yüzyıllardan itibaren şahika denilebilir düzeye ulaşmalarıyla ilmi düşünmenin metod ve zihniyetinden bahseylebildik diyebiliriz.

Dikkatli bir şekilde düşünüp meseleyi anlayabilirsek, İslam'dan önceki tüm medeniyet ve milletlerin değişik bilgi dallarında ulaşabildikleri realitelerin hakiki manalarıyla kavranamamış mahalli ve tesadüfi fetihler özelliğini görebiliriz.

Devamını Oku
Durdu Şahin


"Milli geçmişimiz ve mefahirimiz milyonlarca vatandaşımızın heyecan kaynağıdır."

" Türk milleti kendini savunurken insanlığı da savunmuştur."

"Türklerin imparatorluklar kuran cihangir özellikleri, müsbet milliyet telakkisinden kaynaklanmakta."

Devamını Oku
Durdu Şahin

"Milli birlik ve kardeşlik" veya "Demokrasi davamızın" çözeceği bir değil belki onlarca meseleden birisi değil, birincisi bu."

"Osmanlı İmparatorluğu ve Müslim tebasına karşı girişilen daimi sömürgeleştirme çabasının son ve açık belgesi Sevr projesidir."

"Nuh peygamberin torunlarından birinin adı Yasef'tir veya Yafes'tir onun da oğlunun adı Türk'tür."

Devamını Oku
Durdu Şahin

"Ne Cennet buraya benzer ne Cehennem."

"... Öteye inanmak,...Tanrıya inanmaktır. İnsanın ilerleyeceğine inanmaktır."

"...Kur'an bizi doğrudan kavrar. bu kavrayış, net ve saf bir kavrayıştır, brüt bir kavrayış değil."

Devamını Oku
Durdu Şahin

"Baba soyu Rumelili, ana soyu Buharalı..."

" Duygulu, ince, derin, mü'min ana. Bilgili, yürekli, yaman baba."

"Sultan 2. Abdülhamid, bir Bismark zekâ ve plânına sahipti, fakat pençesinden mahrumdu. Pençe, aydınlar kadrosudur."

Devamını Oku