1970 yılında şırnak'ın silopi ilçesine bağlı ortaköy köyünde dünyaya geldi. bir çok nedenden dolayı eğitim hayatını yarıda bırakan şair, edebiyata ilgi göstermiştir. hümanist bir duygu yoğunluğu ile insanlara sevgiyi şiirleri ile aşıtlatmayı bir misyon edinerek kendisini okumaya adamıştır. ulusal ve uluslararası şair ve yazarların kitaplarını daha küçük yaşlarda okumaya başlayan şair, okuduğu kitapların etkisinde kalarak kendisini 'iyi bir insan' olmak adına yarınlara taşımaya çalışmıştır. şair ve yazarlığın yanı sıra gazetecilik mesleğide yürü ...
Üryan ve nahif bedenlere kırbaç;
Her vuruşta işmarı kalır…
Yasaklanan bir aşkın özlemi
Tadına varılmaz bu acıların,
Kavuşmak yakınsa adam gibi
Gülüş olur suratına tükürülen sus-tarihin
Ağlamayın çığlıklarım,
Tıkanmayın boğazıma düğüm düğüm!
Kıyısı olmayan denizlere yanaşmayan rotalarım,
Boğulmayın esaretinde çılgın denizlerin
Ne yana dönsek fırtınamı olacak,
batık mı gezeceğiz deryalarda?
Gecenin en aydınlık, en sevdalı en umutsu deminde,
Çöker karanlığın gölgesi apaydınlık yüreklere,
Dağılır barışa çalan ürkek umutlar naçar yüzlerde.
Yarınsız yarınlara dair kurulan bembeyaz düşler,
Dillerde söylenen barış türküleri ninnilere dönüşür.
Daracık odalara çekilir, en insancıl güfteler,
hazal'a...
Bir Anka kuşu mu Kaf dağındaki?
Bir göç mü senden daha ırağa düşen?
Ve sana yazdığım kadar anlatmıyor,
Hiç bir efsane ve hiç bir devrim
Vaslına ermek istediğim kadar kavgalı değil
Kelimelerin ruhu yansıtmıyordu didarını
Mehtabın gümüşî yüzü, yüzüne çarpardı
Yüzün, kırılmış aynaların parçalanışıydı
Kutup yıldızıydın, uzatırken elimi düşerdin
Dokunamazdım siluetine
Karmaşanın orta yerinde buldum seni…
Bir efsanedir yüreğimizde ektiğimiz yarınlara dair
düşlerimiz...
Sen gibi bir parıltıdır barıştan, aşktan yana,
Ehmed-i Xane’nin, Melay-e Cezeri’nin divanlarında
Otantik bir gizemdir bizim sevdamız..
Mezopotamya’nın mavi bakan esmer gecelerinde
Ben, çorak toprakların çöl kokan kıraç yaylalarında
doğdum gülüm..
Nasırlıdır ellerim, uzattığın ellerinde izi kalır bir yaşam
boyu çokça bilesin.
Güneşler, doğduğun yerin güneşlerine benzemez,
yakar adamı gülüm,
Hasankeyf’te hüzün bulutları dolaşır, uzay çağında
Ve tarihin sus-postluğuna yaşlı gözlerini bırakır.
Köle pazarlarında satılan yarınlarına isyan büyüterek…
Nemrut’un sarayları, güneşle kanlı bıçaklı bu aralar,
Asurluların ruhu canlanır mitolojik kıyımlarda
Gün nöbetini bırakırken akşama
Kızıl bir kıyamet kopar yüreğin deltasında.
Bir özlemin rengine ses verirken şiir,
Kasveti başlar ummanların.
Ve aşk bir türkünün bam telidir şairin imgelerinde
Enkaz yığınları arasında gözlerim seni arar,
Sürgün yemiş bir yürek diliyle nerdesin?
Karanlık sayfalardan, öte, ırak yoldan geliyorum,
yangınlardan, soykırımlardan,Olağan-üstü akşamlardan,
Nedensiz ölüm tarlalarından yorgunum;
Geç kalınmışlığıma ağıtlar yakarak…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!