Ne olabilir ki daha fazla.
Kim dokunabilir ki yüreğimin yanık tarafına.
Buz tutmuş kalbimi kim çözebilir ki?
Kim dinler ki rüzgara kapılmış sesimi.
Bekliyorum artık yolun sonundayım.
Gölgesiz bir dalım,
Bulutlu havaları sevmezdin ya eskiden,
Gökyüzü umudun adı olmalı diye eklerdin ya önceden.
Şimdi hiç gelme buralara sevdiğim!
Hiç dolanma bu şehrin sokaklarında.
Sen gittiğinden beri güneş yüzünü göstermiyor,
Bir sis kapladı ki bu şehri göz gözü görmüyor.
Bugün de senden uzakta akşamı ettim Sevdiğim!
Ve ben belli ki hasretin nöbettindeyim bu gece yarısı da.
Öyle bir sızı çöktü ki yüreğime sağlı sollu kıvrandırıyor.
Yine sabahı olmayacak saatlerin ayak sesleri yakından duyuluyor.
Uykum bölünsün istemezsin bilirim Sevdiğim!
Yanımda olmasan da gönlümde uyutuyorum ya seni,
Sana dair yapabileceğim tek şeye sarıldım yine Sevdiğim.
Birikmiş özlem solumu durdurmuyor,
Tutuşturuyor elime hüzünlü kalemi.
Okunmayacak satırlar kendiliğinden dizilirken,
Gönderilmeyen mektuplar her geçen gün daha da birikiyor.
Güzel şeylerden bahsetmeyi ne kadar çok isterdim Sevdiğim!
Yine ben geldim Sevdiğim!
Yine soluğu aldım hayalinin yanında.
Gidecek bir yeri olmayınca insanın,
Mısralara bırakıyor sevdasını içi kan ağlaya ağlaya.
Sensizlik bu sen bilemezsin bu dermansız derdin yükünü,
Sen sevmenin koruyla yanmadın döndün yüzünü.
Bu şehir hiç bu kadar sessiz olmamıştı Sevdiğim!
Adını bir kez olsun gözlerine bakarak söyleyememenin,
Bir kez olsun bakın Sevdiğim işte bu diyememenin,
Kalbimin atışlarını bir kez olsun sana dinletememenin,
Matemine büründü bu şehir.
Sana bu satırları yazarken
Ey gönlümün İstanbul'u.
Seninle başlayan her cümle kalabalığa inat duyuruyor sesini bana.
Adını her andığımda Fener'in taş sokakları susuyor.
Gökyüzü dahi nefesini tutuyor.
Balatın yorgun duvarları aralıyor hafızasını,
Sevdanı İstanbul'un sokaklarına tekrar tekrar anlatıyor.
GÖNLÜNDE UYUT...
Ha yaşamışım, ha yaşamamış,
Ha gülmüşüm, ha ağlamışım ne önemi vardı ki?
Nefes alıp gidiyordum ervah-ı ebede.
Kendimi unutmuşken sorgulamıyordum zehri, kederi,
Umursamıyordum kör karanlığa mecbur bırakan bu fani alemi,
Daha kaç bahar eskiyecek sana kavuşmam için?
Daha kaç dalga kıyıya vurmalı gözlerine dalabilmem için?
Daha kaç fırtına dinmesi gerek yüreğimde ki seni görmen için?
Daha kaç yılımı beklemeliyim, kalan sayılı nefesimin yetmesi için?
Saymaktan usandım ,
Sönmeyecek bir ateş senden bana miras kaldı,
Dumanı tütmeyecek, kimseler görmeyecek.
Bir ben yanacağım, bir ben küllerimi saklayacağım,
Vazgeçtim diyerek gönlü susturacak,
Seni hiç sevmedi diye ateşine odun atacağım.
Unutmak tek çare bunu gönle birgün inandıracağım.




-
Erhan Tığlı
Tüm YorumlarŞiiriniz bol olsun
mutluluğa götüren yol olsun.
gönlünüz neşeyle dolsun