koşuyorum;
arkamda tüm yaşam izlerim.
geride kalıyor;
kanadıkça ayaklarım,
taşları suluyor
Ve biz yeraltının sadık erleri
Korkutmasın bizi dışarıda kalanların çoşkulu sesi
Biz ki
Gün ışığından kaçıp geldik
Yalnızca uzanmak istedim.
Saçlarımı okşayacaktın.
Gülümseyecektim
Gülümseyecektin
Ve Tanrı yanına alacaktı bizi.
Yeterdi bu kadar mutluluk.
yaşamı
yalnızca gecede tadıyorum
ışık, o yayıldığı karanlıktan sızıyor
biliyorum ısıtmıyor
ama aydınlatıyor
yıldız bir tane değil ki
öyle kötü şeyler yapasım var ki bu gece
yıldızlar titreyecek bulutların önünde
ayı yere sereceğim
parlayacak ışığı hırçın dalgaların üzerinde
köyleri karanlıkta bırakacağım
şehirlere ise korkunç bir fırtına salacağım
bizler yani yitirilmiş olanın ezgisini işitmekle yetinenler
nasıl olur da vazgeçeriz soylu kinlerden
hele de bayağı olan dizilmişken önümüze
alıkoymak isterken bizi kendimizden
kudurmuşken kötücül arzular büsbütün hayal saçar
eskidi günler
yerine yenisi de gelmiyor
ne kötü ama
özlem bırakmayacak yakamızı
geleceği
geçmişin o huzurlu düşlerinde yaşayacağız
Kurban gelmemiş daha
Ama kaçmaya başlamış bile koyun
Kovalanıyor o kaçtıkça
Nihayetinde sıkışıyor bir yerde
Bir dükkan görüyor
Berber dükkanı
çığlıkların arasına dalıp
buldum en masumunu
hıçkırarak ağlıyordu
fısıltımla katlettim onu
kulaklarını ödünç aldım bedeninden
ruhu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!