tüm nedensiz çırpınışlarım
ve yerin altındaki duvarlara çarpan haykırışlarımlayım
üşüyorum da
ısınmak, yitirilmiş güneşte saklıydı
bulamadım
ama umdum, karanlıkta bulmayı
Ah, senin ruhun ki sarsılmış yaşamın canlılığında,
Direnmemiş hiç, boğucu zehrin acısına.
Ve tükenmiş bedenin en yaşanılır anlarda,
Bir türkü olmuşsun, harcanan gençlik yıllarında.
Gölgeler örtmüş yüzünü o ıssız gecede,
bitmek tükenmek bilmeyen bir nefretim var ölülere
ve saygı duymam hiç mezarlarına
topraklarını eşelerim tertemiz tırnaklarımla,
tek bir kir bırakmam ellerimde
boğazlarım henüz çürümemiş bedenlerini
ben tanrım, işte yine sessizlikle karşı karşıyayız
ürkeğim ve de çekinirim senden
dualarımdan da pek bir şey beklemem
yalnızca isterim seni ruhumda hissedebilmek
yabani topraklarda filizlenirse çiçekler
işte bunu senden bilirim
sevgi, dilde tükenmek bilmeyen dingin ezgi
avuntusudur dili yanmış yüreklerin
bastırır ümitsiz çığlıkları
dönüştürür dingin bir soluğa
yorulur bir an, teslim olur mırıltılara
Sevmek bir günahtı
Ve günahtı en yaratıcı kelimeleri var eden
Cezaydı sensizlik
Cennette buluşacağız
Bir müddet yandıktan sonra.
ruhumda sezdim o gizlenmiş karanlığı
sızdım dehşeti ürküten yollara
bürüdüm yüzüme en ihtişamlı maskeleri
kim olduğumu bilmeksizin yürüdüm
çarptım ve de bakmadım hiç ardıma
ipince dallarınla
senden bıkmış
yorgun yaprakları tutuyorsun
ay, şaşırıyor vefana
çünkü daha batmamış güneş
ışığını vuramıyor ki sana
bu hüzün tanrı ağrısında gizli
ulaşabilir mi her yürek o acımasız acıya
katlanır mı hiçliğin sesine ve
duanın hiç kabul olmamasına
yitirilir mi tanrı hiç cennette
tanrım, yine gece oldu
ruhum hisseder gibi oldu seni
ne uzak ne de yakın
bir ağacın kovuğunda bekliyorum seni
saklandım ve sessizim
tıpkı senin gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!