İhanet
Sen aslında sen değilsin
Üzerine bir kılıf giydirilmiş
Zarafetli gösterilmeye çalışılan
Tıpkı içinde yaşadığım
Dünya gibi
Nesli tükenmişler
Maskesiz yüz
Kılıfsız laf
Sözünün eri
Ve köleleşmemiş ruh
Kalmadı yazık ki…
Yazdığım şiirlerle beraber
Nazım Hikmet'in dizelerine
Alkış tutuyorum kalemimle
ve gökyüzüne yükselen
Nazım Hikmet dizeleriyle
Güneşi avuçlarıma alıyorum
AVCI
Sende birgün vurulursun avcı
yaraladıkların gelir aklına belkide,
vurdukların?
yaran daha bir sızlar
düşünürsün öldülermi diye?
ASİ GÖNÜL
Bir deli fırtınaya tutulur asi gönül
Karı boranı kırarda geçer.
Kasırga gibi eser sevdası yüreğinde
Pamuklar içinde göz yaşı buz kesilir
Yinede dinmez acısı içinde asi gönül
ÇOCUK GÖZLERİMDEN
Sabun köpüğünden baloncuklar yükseliyor
Gökyüzüne uçurtmam takıldı
Yine çocuk gözlerimden yaşlar aktı
Daha çocukluğumda yüklenmiş
Acılar hesabıma
İşgal altında kalmış bir sevdaydı savaştığım
Toprağını karış, karış bildiğim geçmişim
Kelepçelenen özgürlüğüm adına hüküm giydim
Kavgam çocukluğumun ezilmesiyle kızıştı
Vurgun yemiş sevdalarım sürgün
Düne gömülü bugünlerim ağır yaralı
Bir istanbulun ışıklarında,
Bir senin gözlerin de sarhoşum.
Beni al koynunda sakla.
Ya İstanbulu sana,
Ya seni istanbula gömerim.
Kadını cinsel bir obje gibi görene,
Aşkı, sevgiyi, duyguyu
İki bacak arası gibi bilene,
Beyni iki bacak arasnda olana,
Erkeği dişiliğiyle cezbedip,
Duygusuz, ruhsuz, onursuz,
Umuda yolculuk ediyorum
Umuda yolculuğum,
Daha dokuz aylıkken başladı
Karanlıktan,
Gün ışığına çıktım.
Emekledim,
Kalemine yüreğine sağlık...