NAHİT: Kan ter içinde edinilen fikirlerin üzerinden
Geçeceksin titreyerek
Kar, tohumlarını salacak ilkbaharın gözlerine
Güneşini yazın koynunda saklayacaksın
Zühre'nin buğusundan sökün eden
Bulutların arasından
1
Burkulmuş bayram şekeri paketleri...
İmzalı ve buhranlı kitapların yakasına iliştirilmiş
Gece çocukları...
Kısık lambanın nefesinde şüpheli bir heyecanla
Bir ağustos sabahı
Avuçlarında ayrılık kırıntıları
Karanlık bir rıhtımın kanat çırpışlarında
Ağlayacaksın
Suskun yüreğinin çocuksu hüznü
Titreyen ellerinden tutacak
Lafızları kördür unutmak istediklerinin
Yalnızlığını dolduran zaman yaprakları
Boş bir sandalyeden ibarettir
Başını omzuna yaslayamadığın...
Dünün ve yarının aşikar...
Derin metaforlar incitmemeli ürkünçlüğünü
Ezilen bir gölgenin sızıntılarıyla yaşamalısın
Kıstırılmış özgürlüğünü sınamalı
En sığ cezaya çarptırmalısın
Ayrı bir dünya değil aradığın
Yalnızlığa mahsustur bazı günler
Ölüm sertliğindeki rüzgarını sırtlayıp
Terkedersin bedenim dediğin kafesi
Suçlarını diriltip karanlık bir ağaç topluluğuna salarsın bacaklarını
Sivri dallar kollarını her sıyırışında
Usunu tek bir cihet çürütür
Bir gönlün içinden geçebiliyorsa koca bir ömür
Saçlarını rüzgara bağışla
Güneşini teninde söndür
Çünkü yüreğinin gülleri diken
Uçurumlarının sonu ölümdür
Köklerine hasret kuru bir servi ağacının
Gölgesini ayıklıyor
İzbe bir kış güneşi
Adınla yürüyorum
Saçlarının hoyrat yollarında
Sıcak iklimlerinle ısıtıyorum
I
Adını bile sormadan elini göğsüne bastırmıştı aşk
Kırılgan kokunun üzerinde loş bir zemin...
Oturup ağlamıştı gururun dizlerinin üstünde
İşaret parmağını beyaz teninde gezdirmiştin susmanın
Artık kurumuştur teninin yağmurumsu parlaklığı
Göğün göğsündeki yırtık uçurtma misali takılırız
Dikenli tellere
Kablo siyahlığına vururuz dilimizi
Özümüzdeki uçurumların eteğinde biriken
Ruhsuz bedenleri
Yırtık bir uçurtma gibi sıyırıp atarız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!