Deniz Can Kutlu Şiirleri - Şair Deniz Ca ...

Deniz Can Kutlu

NAHİT: Kan ter içinde edinilen fikirlerin üzerinden
Geçeceksin titreyerek
Kar, tohumlarını salacak ilkbaharın gözlerine
Güneşini yazın koynunda saklayacaksın
Zühre'nin buğusundan sökün eden
Bulutların arasından

Devamını Oku
Deniz Can Kutlu

1

Burkulmuş bayram şekeri paketleri...
İmzalı ve buhranlı kitapların yakasına iliştirilmiş
Gece çocukları...
Kısık lambanın nefesinde şüpheli bir heyecanla

Devamını Oku
Deniz Can Kutlu

Bir ağustos sabahı
Avuçlarında ayrılık kırıntıları
Karanlık bir rıhtımın kanat çırpışlarında
Ağlayacaksın
Suskun yüreğinin çocuksu hüznü
Titreyen ellerinden tutacak

Devamını Oku
Deniz Can Kutlu

Lafızları kördür unutmak istediklerinin
Yalnızlığını dolduran zaman yaprakları
Boş bir sandalyeden ibarettir
Başını omzuna yaslayamadığın...

Dünün ve yarının aşikar...

Devamını Oku
Deniz Can Kutlu

Derin metaforlar incitmemeli ürkünçlüğünü
Ezilen bir gölgenin sızıntılarıyla yaşamalısın
Kıstırılmış özgürlüğünü sınamalı
En sığ cezaya çarptırmalısın

Ayrı bir dünya değil aradığın

Devamını Oku
Deniz Can Kutlu

Yalnızlığa mahsustur bazı günler
Ölüm sertliğindeki rüzgarını sırtlayıp
Terkedersin bedenim dediğin kafesi
Suçlarını diriltip karanlık bir ağaç topluluğuna salarsın bacaklarını
Sivri dallar kollarını her sıyırışında
Usunu tek bir cihet çürütür

Devamını Oku
Deniz Can Kutlu

Bir gönlün içinden geçebiliyorsa koca bir ömür
Saçlarını rüzgara bağışla
Güneşini teninde söndür
Çünkü yüreğinin gülleri diken
Uçurumlarının sonu ölümdür

Devamını Oku
Deniz Can Kutlu

Köklerine hasret kuru bir servi ağacının
Gölgesini ayıklıyor
İzbe bir kış güneşi
Adınla yürüyorum
Saçlarının hoyrat yollarında
Sıcak iklimlerinle ısıtıyorum

Devamını Oku
Deniz Can Kutlu

I
Adını bile sormadan elini göğsüne bastırmıştı aşk
Kırılgan kokunun üzerinde loş bir zemin...
Oturup ağlamıştı gururun dizlerinin üstünde
İşaret parmağını beyaz teninde gezdirmiştin susmanın
Artık kurumuştur teninin yağmurumsu parlaklığı

Devamını Oku
Deniz Can Kutlu

Göğün göğsündeki yırtık uçurtma misali takılırız
Dikenli tellere
Kablo siyahlığına vururuz dilimizi
Özümüzdeki uçurumların eteğinde biriken
Ruhsuz bedenleri
Yırtık bir uçurtma gibi sıyırıp atarız

Devamını Oku