Biz gecelerin uykusuz bıraktığı, küçük bedenlerin büyük kavgasına.
Sevdasını kurşun yapan, zamanın utangaç çocuklarıydık.
Duruşuna alın teri damlamış, koca yürekli cüsselerin.
Sofrasına boyalı ellerle toz biber zeytin dizenlerdendik.
Yola çıktıklarımızla, yolu bitirmiş olsaydık
En kötü ihtimalle.
Dün kendi sofrasına tuz biber olanlar.
Bugün başkasının kahvesine, ballı çikolata olmazdı.
Ocağımız hep gür tütsün diye, külünü akşamdan alırdık.
Gömlek yakamızdan, iki düğme birden açar modaya uyardık
Yıllarca yere düşen alın terimizi, boyalı ayakkabılarla basıp geçenlerin
Kendi kaderlerine terk ettiği, zamanın sahipsiz çocuklarıyız.
Yemin ettiklerimiz, sadık olabilselerdi ettikleri yemine,
Dün darağacına giden o çocukları
Bugün mezarında sızlatmazlardı.
Havada uçan kuşlar, hep bizim için kanat çırptığını bilirdik.
Acılar boynumuza asılı olsa da, mutluluk hep bizim olurdu.
Anayı baş tacı, kardeşe kardeş bacıya iki söz etmeye utanırdık.
Nerden bilelim ki, şu entel zamanın en son uyanan cahil çocukları biz olacağız.
Aslında bizimkisi gönüllü bir kan kaybıydı
Boynumuz kıldan ince, ölümüne bir sevdaydı ektiğimiz.
Ocağına incir dikenler, bir bir kayıp gitti gönlümüzden.
Bazı geceler vardır uykusuna dalarsın, sabahında, kahır mektubu yazdırır.
Yarası gönlüne ağır gelse de, sokağına sığmaz caddelerden akar gidersin.
Bazı insanlar vardır. sürüsüne hep kurt getirir.
Sevdamız çok eskiye dayansa da, gölgemiz sığmıyor artık şu söğüdün gövdesine.
Bizler çocukluğu uykusundan çalınmış,
Eskinin,
Cam kıran sokak delileriydik.
Şimdi,
Ocağına incir dikenler, bize hain diyorlar.
Kayıt Tarihi : 19.6.2025 20:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevdası Çok Eskidir
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!