bir su yürüdü geldi
bir depremin ardından
sızıntıydı önce
damla damla akan
her damlada
biraz daha açınca ağzını toprak
bir dervişce dolaşsam mı
dağı taşı
sırtımda heybem
yüzyıllarla yüklü
yol nereye uzanırsa hani
naralanıyor içimize binmiş küheylan
atını sürerek dağlara
bırakın her şeyi olduğu gibi / gelin peşimden
bırakın sonu gelmez hesapları
çözümsüz bulmacalarda tüketmeyin zamanı
bırakın olduğu gibi
yanılsama mıydı yaşanan
yanılsama
tüm oluş
bitiş
ve tükenişe koşut dizelerde
seslerin çılgın senfonisi sınırlarını zorlarken
savaş
binbir ölüm her iklimden
dönendi zamanın ormanında
hiç bitmeden
kılığını değiştirdi
görünmez oldu
gece
deniz seyirde
kumlar ateşte
bir yangın var üzerinde
kaldırınca başını deniz
olanca merakıyla
patilerinle dokundun
ürkek ürkek
garip şekline bu yürüyen kabuğun
her dokunuşunda başı kayboluyordu
ama ne sen
ne o
kışlardayım kışlarda
kar tipi
eksi elli altmış belki
sarkıyorken gözyaşlarımdan bulutlar
salkım saçak göklerimde
sen oturmuş
cami
kilise
sinagog
havra
tapınağın her türü
karakol ya da bir okulun bahçesi bile olabilir
dışım
boz bulanık bir fanus içinde
yürürken
içimde
bir resim belirdi
dünden kalan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!