bir düşün perdesini aralayıp
oynamak
oyun iki kişilik
oynamak be gülüm
oynamak
bir yanımızdan akarken
izlekleri işlediniz
mermerin her rengine
anaforlarda dolansanızda
düşse de çıkmaz sokaklara yüreğiniz
işlediniz güncenizi
koca bir kitap gibi
hani çıkıpta birden
bilinmez bir kuytudan
yaprakları okşarca titreten
bir rüzgarın içinde gelsen
uzatsan tadını
mavi ile yeşilin buluştuğu yerde
taşları yalarken hışırtılı sesinde
suları düşün
tepedeki o tek ağacı düşün
yorgun bedenini ihtiyar balıkçının
avuttuğunu düşün
ağlarında zıplayan balıkların
öylesi yürekler ki sayılıdır eldeki parmak misali
ellerinde yalın kılıç varmışcasına uzayan ışıltılı kalem
budarlar habire uzayan kollarını yangınların
o gün / 24 ocak 1993'ün sabahını yazarken zaman
ışıltılı bir kalem daha düşer budarken bir yangını
boyutsuz suskunluk boyutsuz sesle delinir
çaldı
söyledi
söyledi çaldı
sonra kopardı
onca çalıp söylediğini
bir yaprağı koparır gibi
gülüşün
çığlığın aslında
aşarak biçilen rolü tiyatroda
gidiyor tek başına
karmaşık sokakların gölgeli aydınlığında
bir belirip
hani ne desem
zinhar / çıksa ağzımdan bir harfi cihan
aşardı sesleri arşı alayı
böğürtü kuşanırdı cümle alemi
zamanın yeli değdiğinde bugüne
bakıyorum en dikkatli nazarımla manzara- i umumiye
Urbau Urbau Urbau
nasıl da titreşiyor sesim gırtlağımda
yüreğim içimde olurken paramparca
yangınları kaçıran Nippur Suyu bile
çaresiz ağlar o günden beri
bakarak alazıma
şarkı söylüyor bir kadın
bir gece vakti
balkonunda evinin
yıldızlara kayarak gözleri
ve bir rüzgar çıkıyor birden
adresini bulmuşcasına sevinçli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!