gizil bir büyü her kıvrımında zamanın / akıp gelir
ağır ateşlerde pişen yemeğin türküsünde
ne kaşık / ne de çatal / istemez
doğal bir akıştır çalar kapıyı
yırtarak bedenini açılır kapı
bundan sonrası
nedensiz mi
bu mayalanmış istek
kabını zorlayan
gün ve gün artarak
bulutsuzluk sarmışken göğü
uyurken deniz yatağında
aynı sokaklarda ayak izlerimiz
aynı suratlardır karşımızda duran
bir yığın aynı da dolanırız
tek renkli bir filimdir çekilen
birden kırılır akışı aynının
bir kelebeğin görüntüsünde
bir taş gibi ağırlaşırken her şey
bir hafiflemenin resmi
doğuşunca güneşin / ufukta gezinmekte
bak / bak
görüyor musun
kanatlarını nasıl da uzatıyor Albatros
penceresinde otobüsün
her ayrıntının rüzgarına yelken açmış gibiyim
gökyüzü kurşuniden karaya bulut kesmişken
her yan batmışken gölgeler denizine
altı varoluşu solukladım
otuzunda saniyenin
üç kez kıvrıldı
harfin titreşimi
üç kez
yaylanarak
yılanlara özgü beceriyle
umutsuzluğun kara dehlizinden
bulut
yamçısını yağlayarak rüzgarın
karnını boşaltıyordu
telaşlı bir halde
milyonca milyon titreşim
binince üst üste
ne zaman
türkü söyler gibi bir ağızdan
sevgi çiçekleri açacak / her yerimizden
ne zaman
yaratılan her şey de
gözleri / elleri / damla damla terleri
at üstünden
son urbanı çıkarır gibi / at gitsin
yok böyle bir şey
korkutmuşlar seni
düşlerinde göstererek silinmeler vadisini
gülme / gülme de çıkart at
bu muzipce gülüş
bakışınla destekli
bir şarkının uyumlu nağmeleri gibi
öylesi net aktarıyor ki söylemini
hiçbir şey sormadım
yanıtı içindeydi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!