Bakma bana öyle şehla, hakkın yok!
Gözlerinde katliam var, görüyorum
İçine çekiyorsun bir girdap gibi
Uykularımı nöbetinle bölüyorum
Sardın beni, vebalini ödüyorum
Yapamazsın ama belki salıverirsin
Bırakırsın hatıralarının arasında kaybolur
Ağlar durur da belki duymazsın
Sen erirsin de mum gibi dostların için
Bilirim gözünü sana kapatana uymazsın
Sararsın sarmalarsın emanettir diye
Ektiğimiz mevsimler değişmediler
Sonbahar takılı kaldı, ruhumda sızı
Yana yakıla aradığım yaz mevsimi
Ve hayallerimi terk etti hazan arsızı
Perdeler perişan, pencere mahzun
Artık çok geç
Bir günah seç
Cehennem yolunda
Hediyem olsun
(Eksik Yolcu - Lal Perküsyon Şiir Kitabından)
Ey ölüme gizlenen yalan rüzgârı
Mezara taşıdıklarını biliyorum
Günah göğü sarmaz senin sayende
Kimse bilmez bildiklerimi sanırsın, kimse anlamaz
Bilen alır susturanlardan hakkını ve o da susar, neden?
Ey minareler, göğe haykırdıklarını duyuyorum
Koca bir hiç
Hiç bir şey
Hiç bile bir şey
Sen hiçbir şey değilsin
(Eksik Yolcu - Lal Perküsyon Şiir Kitabından)
Gördüğüme sevindim
Gittiğine sevindim mi?
Yoh!
İçkinin hatırına
Döndüğüne sevindim mi?
Hu!
Ey can,
Bir uyarı bu,
Bir muhtıra bu,
Mesajı aldım ben,
Kalbimdeki ürpertiden,
Muhabbetini dilime
Resmini elime
Gözlerinden gönül evime
Giriş çıkışı yasaklasam da
Yarasını saklayamadığım insanlar var
O insanlarla helalleşmek isterdim
Kıpkızıl bir perdeydi o ufuğumdaki
Beni sımsıcak çevreleyen
Ateşten dağlar vardı gözlerimde
Cehennemi anımsatıyordu
Ve avucumda birkaç damla ateşten top
Gözbebeğimden satırlarıma sızan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!