Cengiz Çetik Şiirleri - Şair Cengiz Çetik

Cengiz Çetik

Kalemler vardır, ışık saçar bilgisiyle. Kalemler vardır, sevgi serper çevresine. Öyle kalemler var ki alınlarında tarihin, emeğin izi kalır hayatında.

Kalemler bilgidir. Kalemler gelecektir. Kalemler bizlerin ışığıdır. Ve öyle kalemler var ki öğreterek, eğiterek toplumun harcına katkısı olur. İşte öğretmenler elinde tebeşirle, kalemle; bilgi, sevgi ve iyi bir yurttaş olmaya hazırlayan mumlar gibidir toplumlarda.

Öğretmenlik mesleği, tüm toplumlar içinde özel bir yeri vardır. Eğitirken her gün yeni şeyler keşfetmek. Onlar için kendini geliştirmek ve yararlı olmaya çalışmak. Öğretmenler, bir muma benzetilir. Çoğu zaman bilgisiyle çevresine ışık saçar. Ama aynı zamanda bir kalemdir öğretmen. Her boş sayfaya bilgi yazan, her yeni günde ışığıyla bilgisini çevresiyle paylaşan bir yürektir o. Yıllarca çevresine ışık olmuş kalemlerimizi kırmayalım. Kırarsak ışıkları zayıflar. O zaman bir şeyler eksilir farkına varılmadan. Kırık kalemler aydınlatamaz çevresini ne kadar istese de. Bir kez kırılmaya görsün, içinden bir parça kopar gider boşluğa. Zayıflar gün gün verdiği ışık çevresine. Kuvvetlendirmek hepimize düşen bir görevdir aslında. Öyleyse sahip çıkalım onlara; insan olarak, veli olarak…

Devamını Oku
Cengiz Çetik

Bu ülke ne zorluklar içinde kuruldu. Yokluklar içinde var olma savaşı verilerek hayata gözlerini açtı.
Çanakkale’de 25 Nisan 1915 zaferi var ki savaşın akışını ve kaderini değiştirmiştir. Bir Mustafa Kemal gibi bir komutanın ulusun kaderini nasıl güzel değiştirdiği gözlenmiştir. Bu ulus ya özgür yaşar ya da onuruyla savaşarak ölür. Bunu tüm dünyaya göstermiştir. 18 Mart sadece bir başlangıçtır. Unutulmaması ve unutturulmaması gereken bir gerçekte Çanakkale’de güneş gibi bir liderin varlığını fark etmiştir ulus.
Samsun’dan başlayan Kurtuluş Savaşı Lozan Antlaşmasına kadar sürmüştür. TBMM’nin açılışı yeni devletin kuruluş oluşumunun ilk işaretlerinden biri olmuştur. Artık ulus egemenliği 23 Nisan 1920’de resmiyet kazanmıştır. 1923 ‘de de Türkiye Cumhuriyet Devleti 29 Ekim de ilan edilerek ikinci adım atılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’tür.
Eğitim öğretim birleştirilerek, çağ dışı eğitimden arındırılmak için gereği yapılmış. Cumhuriyetin ilk on yılında çok büyük değişiklikler yapılmış.
Yabancıların elindeki demiryolları alınarak Türk demiryolları olmuştur.
Türk insanına uygun Latin harfleri kabul edilmiş. Bir harf devrimi yapılmıştır.

Devamını Oku
Cengiz Çetik

Gözyaşlarımı gören olmadı,
Aç kaldığım günlerde.
Tokmusun diyen olmadı,
Kıyıda köşede ağladığımda.
Neden ağladığımı bilen olmadı,
Çoluk çocuk bakıştığımız, zor günlerde.

Devamını Oku
Cengiz Çetik

Dokunma bana
Ağlayacağım
......Ağlayabildiğim kadar.

Gözyaşlarım,
Yüreğimin alevini

Devamını Oku
Cengiz Çetik

”Bir vurursam duvara yapıştırırım.”Sen kime çektin? ” “Seni gidi geri zekalı seni! ” yada “kızım sen hiç akıllanmayacak mısın? ” “Ahmak kafa sen bu kafayla bir şey olamazsın.” Daha aklımıza gelebilecek bir sürü aşağılayıcı sözler. Peki bunları kimlere diyoruz dersiniz.Tabii ki çocuklarımıza. Aferin doğrusu! Ne güzel eğitiyoruz onları. Böyle sözler söyleyince mi çok güzel okuyor? Kafasını duvara vurunca daha kolay öğreniyor.Ya da aşağılayınca çok çabuk öğreniyor. ÖYLE Mİ? Ne kadar kolay eğitiyoruz çocuklarımızı değil mi? Ondan sonra da başarı bekliyoruz onlardan. Acaba bu sözlerle hangi başarıyı yapmasını istiyoruz? Böyle sözlerle yetişen genç beyinlerin hayata bakışı nasıl olur dersiniz? Durun ben tahmin edeyim. Suçluluk psikolojisiyle çevresine güvenmeyen yeni suçlular veya kişiliğini bulamayıp kendini kaybeden insanlar...

Bizim en değerli hazinelerimizden biri çocuklarımızdır. Ama ne yazık ki çoğu zaman bunun farkına varamıyoruz. Ne zaman kaybedersek çırpınıyoruz. “Yüzüme gülsün ‘baba’, ‘anne’ desin. O sevimli sözlerini yüreğime serpsin. Ne olur geri gelsin,bir daha onu azarlamayacağım.”deriz.

Pişman olduğumuz davranışlarımız hiç olmamış mıdır? Hepimizin, az çok mutlaka olmuştur. Hayat derslerle doludur aslında. Şimdi diyeceksiniz bildiğimiz şeyi bize mi öğreteceksin? Evet biliyoruz. Biliyoruz ama, söylemekten korkuyoruz. Ve korktuğumuz için korkutuyoruz. Korku yaptıkça karşımızdakini suçluyoruz. Bazı şeyleri anlıyamadığımız için, suçluluk duyuyoruz.

Devamını Oku
Cengiz Çetik

Hayata bir sabah “günaydın”der. Gelirsin, bu garip dünyaya... Ağlayıp sızlayan bir bebeksin ana kucağında. Sonra gelir okul çağın.Elinde bir çantan, düşersin yollara. Yıllar geçer büyürsün adım adım. Ve sonra aşık olursun. Yanarsın, bir sevgi uğruna. Türküler, şarkılar yakarsın ardına. Yollara düşersin, bir bilinmezin peşine.

Gün gelir asker olursun. Yeminler edersin. Panter gibi gözlerin ışıldar, çakmak çakmak. Ve meydan okursun yan bakanlara.Gençtir yüreğin; kördür her olaya karşı...

Gün gelir hedef koyarsın, yol çizersin kendine. Ya ün,ya kan, ya sevda,ya uşaklık ya da özgürlük dersin. Bazen kavgacısın, bazen de uysal.

Devamını Oku
Cengiz Çetik

Bıçağın değdiği yer önemlidir. Koluna değerse yakar canını. Kalbine değerse öldürür seni. İşte her insanın yüreğinde acı çektiği, duygusallaştığı günler yaşanır bazen. Bugün benim de duygusallaştığım anlar oldu yüreğimde. Dillendirebilirsem, dillendireceğim onları sizlere...

Bıçağın kemiğe dayandığı gün; sen, sen olmaktan çıkarsın o gün. Ve dökülür kurşun gibi ağır sözler peşinden. Ve sen, sen olmaktan çıkar; yaşarsın o anı. Bıçak sırtında yaşamak gibi gelir sana. Ve sen, bıçak sırtında yaşar gibisin öğretmenim.

Yıllarca aynı sözlerle nakarat halinde tekrarlarla avutulan öğretmenim. Sensin hep yarınlarla makaraya sarılan öğretmenim. Sensin eline bir ip verilip “Çek çek sonunda rahatlık var.” denir. Ve çekersin ipleri, bir türlü ipin sonu gelmez öğretmenim.

Devamını Oku
Cengiz Çetik

Günün gerginliğini içinde hissederken
Asmışsan bir karış suratını herkese
Herkes sana tepkili geliyorsa gözünde
Sen herşeyi boşver, kendini boşverme
Hoşgör onlar da senin gibi insan

Devamını Oku
Cengiz Çetik

Koşullar ne kadar ağır olursa olsun; yılgınlık, teslimiyetçilik ve düşünme yoksunluğu Türk gencine yakışmaz. Sana da yakışmaz kızım.
Öss sınavında, hayat sınavında, ekonomik sıkıntılarda çıkış yolun, rehberin ve önderin ATATÜRK’TÜR her zaman.
Türk gençliği, gelecek hayallerin için sınava girdin. Umutlarını, düşlerini gerçekleştirmek için kendini hazırladın. İçinde kaybetme korkusunu ve teslimiyetçiliği asla taşıma. Teslimiyetçilik ulusunun karakteri değildir, senin de olamaz. Bu ülke, sizlere emanet edilecek gelecekte.
Sen, kendini geliştireceksin, yetiştireceksin. Her türlü tuzak ve oyunlara karşı kendini hazır hissedeceksin. Sınavı kazanıp okuduğunda; bu ülkenin sorunlarını göğüsleyen yiğitlerden biri de sen olacaksın.
Kızım, sen de bu sınavda, o yüz binlerce gençten biri olarak sınava girecek ve okuyacaksın. Yüreğin bu ülke için çarpacak. Bu vatan için mesleğinde hizmet edeceksin. Senin en temel görevin; yurduna layık insan olarak yetişmendir. Atatürk gibi düşünerek yaşamandır.
Norveçlilerin bir sözü varmış. Sıkıştıklarında ya da bir sorun karşısında söyledikleri; “ATATÜRK GİBİ DÜŞÜN.” Neden bizde çocuklarımıza bu yöne uyarıcı sözler söylemiyoruz. Başka ulusların saygı duyduğu bir liderimizi örnek almıyoruz. Öyleyse söyleyelim gençlerimize “ATATÜRK GİBİ DÜŞÜNÜN.” Sorunlarınız karşısında, çözüm yollarını. Zorluklar karşısında, onun gibi çıkış noktası bulup, doğru seçeneği fark edin. İşte, sen de bu koşullar altında asla kazanamayacağım demeyeceksin. Her türlü olumsuz düşünceden sıyrılacak ve tek bir hedefe odaklanacaksın. Başarmak ilken olacak senin. Bu düşünceyle yola çıkmak bile kazanmanın yarısı eder. Diğer yarısı da çalışmak ve kararlı olmaktır. Sen kazanmak istedikten sonra; bütün dağlar ova, bütün tehlikeler yok olur. Bütün karanlıklar, aydınlık olur, duramaz senin önünde.

Devamını Oku
Cengiz Çetik

coşkusunu yürekte heyecanla yaşanırken
insanların yüzünde anlatılmaz sevinci görürken
büyüğün sayıldığı, küçüğün sevildiği bu günde
bayram farkının ayrıcalığını içten hissederken
yaşamak ne güzel, bayramı bayram olarak yaşayarak

Devamını Oku