Ben davet etmedim ay ışığını
Yakamozları dansa ben kaldırmadım
İstemedim denizin üstünde yaralı bir sandal olmayı
Ateşti
Balıkçıllar
Eski bir rüzgar geçiyor saçlarımın üstünden
Aşina geçen aşktan
Yumuşacık dokunuyor
İncitmeden
Eski rüzgar, merhaba
Eski yaralar bedenini gün bitiminde sararlar
Birden çöker akşamlar
Yalnızdım
Yaralarımla avundum
Bıçak çektin
Gözlerin yalımıydı bıçağın
Bıçağın her yüzünde ben
Yaşamam mı sandın
Sende kanım
Sevgim kurgusuz
Ani patlama
Kaskatı
Kül kesilmiş taşların arasından akıyorum
Lavlarla...
Alacaklıyım senden
Acılar bıraktın ya bana
Ne zaman sevgi keşide etsen
Karşılıksız çıktın
Bir sağanak geldi önce
Aktım gözlerimden
Sonra bir gökkoro
Yüreğime fırtına getirdim
Sen beni yangınlardan aldın
Tuttun ellerimden şiirlere bıraktın
Gittin; ıraklar ırak
Beni yalnızlığımla bırak-
arak şiirler yazdım adına
Bekledim sonra…
Gün ağardı yollarını ben geçtim
Akşamları hasretini ben açtım
Geceleri yokluğunla seviştim
Failimdin gözlerini ben seçtim
Kaç gurbetti ben ağladım, ben kaçtım
Dağlar boyu yalnızlığın türküsünü ben koştum
İşte o mavi gülüş;
Fotoğrafında gümüş koşumlu atlar
Dağlar ve rüzgar
Ve coğrafyasında yüzünün tüyü bitmemiş aşk eskizleri var,
Çizemediğim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!