Ey vicdanını kaybetmiş dünya,
Filistin'in feryadı duyulmuyor mu?
Zalimlerin pençesinde kan ağlayan çocuklar,
Masumun ahı sana dokunmuyor mu?
Gözyaşı döken anneler, yüreği paramparça,
Kar beyaza bürüdüğünde vakti seheri
Üşütür insanı bu hüzünlü zemheri
Yürekten gelen buzların çatırdama sesleri
Dünden kalan ılık rüzgarın son eseri
Haz verir bilene dünya dertleri
Kalemi olmayan gönüle çizdirdim adını,
Ne mürekkep lazım oldu ne de bir kağıt.
Her bir harfi nakşettim, sessiz dualarla,
Kalbimin en derin yerine, en saklı sır gibi.
Yıldızlar şahidim oldu karanlık gecelerde,
Ne yazık ki kaybettim benliğimi,
Zamanın sisinde, rüzgarın sesiyle.
Bir bahar sabahında, umutla doluyken,
Yitip gitti ruhum, hiç bilmediğim diyarlara.
Gölgeler arasında kaybolmuş bir izim,
Kendimi kendimden saklarım da,
Göremezsin sen, ne derinlerdeyim.
Gözlerimden kaçan sırlarım var,
Anlamazsın, ne denizlerdeyim.
Kalbim ince bir camdan,
Çokça kırılmış, yamalanmış.
Gözlerimde biriken bulutlardan,
Sürekli yağan yağmurlarım var.
Hafif bir rüzgar esse,
Ne hasretler saklıydı yüreğimde,
Sessizce fısıldardı boş duvarlara
Geceye emanet edilen dualar,
Bir sır gibi saklandı yıllarca.
Her mevsim bir umut ekerdi kalbime,
Oysa ne manalar bağlamıştık yaşama,
Her sabah, yeni umutlarla açarken gözlerimizi.
Bir gülüş, bir bakış, bir dokunuş yetiyordu,
Yüreklerimizde filizlenen hayallerin bahçesine.
Oysa ne manalar bağlamıştık yaşama,
Nereye bakıyorsun, dersen sana söyleyeyim,
Gözlerim hayal dünyasında dolaşır durur.
Bazen yıldızlara takılır, uzaklara dalıp giderim,
Bazen de içime bakar, duygularıma yol alırım.
Nereye bakıyorsun, dersen sana anlatayım,
Ölümün kokusu var etrafımda,
Melankoliye bürünmüş tüm renkler.
Gelip geçen zamanın hüznü,
İçime sinmiş, yüreğimi kemiren bir zehir.
Sessizlik yankılanır koridorlarda,
Değerli dostum şiirlerin çok güzel. Yüreğine sağlık. Devamını bekliyoruz.