Kulağımda ezan sesi,
Gözlerimde buğulu yaşlar.
Yüreğimde acılar.
Ah! Nerede benim gençliğim,
Nerede çocukluğum.
Yalnızlık
Nasırlaşmış kalplerde yaşanır bilinmeyenler,
Gözlerini kapatıp yalnızlığa anlam vermeye çalışarak
Kavrulur ruh
Ne yaşadığını bilmeden gider akıl uzaklara
Tam kalabalığın ortasında yalnızlığına kavuşur bir an
Dalında bir yaprak titrer rüzgara karşı.
Zayıflığına bakmadan sarılır dalına sıkı sıkı.
Rüzgar ona aman vermez,
Tutunduğu dalından koparıp savurmaya çalışır.
Sanki anasına sarılmış yavru gibi çırpınır oda.
Garip yaprak ne yapsın.
İnsanların hem kahkahası
Hem gözyaşları ile dolu
Gözlerde bir hüzünle
Bazen gülmeyi unutturan yaşam
Gene küstüm sana
Artık gülmeyecek yüzüm
Yeni Hayat
Yüreğimdeki yanardağ patlasın,
Ateşleri dört bir yana yayılsın.
Yavaş yavaş lavlar içine hapsetsin,
Eskiye dair ne varsa,yaksın kül etsin.
Yeter!
Yeter artık!
Ne bu kin? Ne bu öfke? Bu ne kan akıtmaya olan açlık.Yeter! Diyorum çünkü yüreğim dayanmıyor artık bu kadar kine ve vahşete.Yatağıma yatıp uyuyamıyorum.Her gözümü kapadığımda kulağımda insan çığlıkları,sanki gözlerimin önünde vahşet görüntüleri.Bazen bir duvar kenarına sinmiş bir adam,çocuğunu kurşunlardan korumak için çırpınan.Ama nafile babasının arkasına sığınmış korkulu gözlerle etrafına bakan bir çocuk ve o kurşunların küçücük bedene girerken yarattığı sarsıntı.Çaresiz babanın son çırpınışları arasında ölmeden bir önceki adım delirdiği an…
Bir Pazar yerine düşen fırsatçıların bombası karışır bir ananın feryatlarıyla.Kendi kanlarının arasında ararken çocuğunun kalan parçalarını.Ya da başında çuval çırılçıplak bir adamın çaresiz diz çöküşüdür gaddarların önünde.
Bumudur yaşadığımızı sandığımız dünya tek suçları kadın olarak doğup peçe altındaki korkulu gözler mi? (Afganistanlı kadınlar)
Ya da binlerce şehidimizin kanlarıyla dokuduğumuz al bayrağımızın,daha hayatlarının en başında umutla başladıkları yolda.Hain,vatan bilmez canilerin kahpe kurşunları arasında sarılmış körpecik vücutlar.O anaların feryatları beni uykumdan uyandıran.
Ne kadar zalimsin sen
İnsanı ya mutluluklara boğarsın,
Yada yakar kül edersin.
Yokmu sende ortası aşk.
Aşkın adı gül bahçesi.
Kendine çeker alımlı renkleri.
Insan bu bahceye girmek,
Giripde amber konularında hayat bulmak. Büyüleyici renklere sahip olmak ister.
Lakin, dikenlidir gül bahcesi.
Sen herkesi kendin gibi melekmi sandın?
Her başını okşayanı iyi mi sandın?
Değil be çocuk.
Onlar senin bildiğin gibi değil.
Onlar şeytana bile şapka çıkartan
Tik tak sesleri çınlarken kulaklar da
Hayaller kapılır zaman girdabına.
Her adımımız da,
Sarmalanır umutlar benliğimize...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!