Anlatamaz her şeyi dudaklardan dökülenler,
Kalptekini görür ancak sürgün edilenler.
Aşka ne faydası olmuş ki tevazunun,
Biz ki fazla gönül alçaklığından kaybedenler...
Temizlemeden hapsetmişiz ruhumuzdaki kiri,
Hiç gelmeyecek bir gemiyi bekler gibi,
Tutamadığım ellerini hapsettim ömrüme,
Kanadı kırık kuşlar gibi,
Umutsuzca süzüldüm gökyüzünde.
En son yağmurlu bir günde rastladım sana,
Gönül bir gidiyor bir geliyor.
Hep aynı yerdeymiş aslında,
Ruhum fark etmiyor.
Bilmiyor ki aklım kayıplarda dolanıyor.
Bir öykünün ilk cümlesi gibi uyanıyor.
Yüreğim bir ateş kuyusu,
Nereye baksam sarar alevler etrafımı,
Bırakmaz rahat ruhumu cefa uykusu
Karıştırır bir çorba gibi aklımı.
Beklenmeyen sevdalar gibi hoş,
Gecelerin hakimi ve özgürlüğün daimi,
Sığınıyorum sana her defasında,
Dua etmeden kırpmıyorum gözlerimi,
Şükrediyorum sefasında ve cefasında.
Bir esaret gibi sensiz serbestiyet...
Hissiz bir dünya, sonu zalim,
Duygular yenilmiş gerçeklere,
Bir yağmur bulutu tükenirken,
Eski bir roman unutulurken,
Yükselen bir dalga durulurken,
Bir dünya kara saplanıyor yok yere,
Ne kadar korursan koru kendini,
Aşk sana o kadar bilenir.
Ne kadar gizlersen gizle bendini,
Unutma, siyah da kirlenir.
Sen bana bakma, onulmaz rüyalardayım.
Dünyevi arzularda buldum aşkı,
Şehvetli arzularda yaşadım,
Kaybettim duygusuz bakışlarda,
İmzasız sevdalarda kaldı sadece adım.
Önce erittim yalnızlığı,
Sevgiden öte başka şey var mı?
Kızdığımızda gözlerimizi kapatmamızı,
Kulaklarımızı sağır etmemizi sağlayan,
O sevgi var mı rüyalarda hala?
Uykudan daha öte başka şey var mı?
Yollar ben yürüdükçe çoğalıyor,
Rastlarım sana diye bilinmeyen bir yerde,
Korkmadan bu kez bakarken gözlerine,
Neden sevmedin beni diye.
Yırtıldı artık kaderin ağları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!