Dört tane canı sıkılmış haylaz kelime,
uyandırır uykusundan kalemi,
hayırdır dersin ne istiyorsunuz?
Şiir olmak istiyoruz der içlerinden en isyankarı,
hizaya sokmaya çalışırsın her birini,
askeri düzende geçerler hizaya,
Hep bana ilk baktığın gibi bak sevdiğim,
zamana gözlerini yumsun gece,
gün gibi doğsun saçların rüzgarın içinden,
o ilk karşımda duruşun gibi ,
dursun zaman o an...
Hakir görme beni ey insanoğlu,
sen insansan ben de senin zerrenim,
zerre kadar insanlık kaldıysa içinde şayet,
işte o benim...
Ve kalemi kırdı dörtlük
verdi son fermanını yüreğe
aşkı deniz olana,
gözlerde set çekilse de bakışlarca,
sevdası mavi olan suyun,
sadece yangınını körükler
Karadır gece,
yakın sandığın ne varsa uzak kalır,
aşılmaz dertlere düşünce...
Geçersin herşeyden bazen ,
hatta serden bile,
durursun kavganın en ortasında,
Bir uzansam Toroslardan Anadoluya
el vursam secdesi şeytan olmuşa
gün yüzünde doğsa insanların
gece hiç olmasa
Kırsalda kır atım ile koştursam dört nala çürümüşlüğü,
anlatsam insan olduğunu unutan zihniyete
Selim , arnavut kaldırımlı dar bir sokakta önündeki taşların çizgilerine gözlerini dikmiş ağır adımlarla ilerliyordu.Bir ara durdu , cebinden baba yadigarı sigara tabakasını çıkarıp içinden cılız sarımlı bir sigara aldı. Sigaranın tersini tabakasına bir iki sefer vurduktan sonra , memuriyetten kalma dirsekleri yamalı ceketinin kaç sefer dibindeki deliği diktirdiğini unuttuğu cebinden bir kutu kibrit çıkarttı.Kibriti açtı birtek kibrit çöpü kalmıştı , ortalıkta kimseler gözükmüyordu , bir kuytuluk aradı malüm bir kibritlik hakkı vardı sigara içmek için. Az ileride gözüne eski kıremitli bir yer evinin çatı kuytusu takıldı.Ev çok eskiydi. Ahşap , üzerinde boyaları dökülmüş camı çatlak bir pencere kenarında oturmuş beş altı yaşlarında küçük bir kız çocuğu gördü. Tek katlı , eski ve alçak bir yapı olan evin bacasına baktı duman çıkmıyordu. Aylardan mart ayı idi.Kız çocuğunun, soluğu ile ısıtmak istediği ellerini soğuktan morarmış dudaklarına götürdüğünü gördü.Sigarasını yakmaktan vazgeçti.
Elini cama götürüp tıklayarak ;
-Annen yok mu senin
Çocuk titreyerek başını yok anlamında salladı.
Selim bir daha sordu ;
- Peki ya baban , kardeşin yada evde seninle yaşayan kimse ?
Kim bilir belki yaşanmamıştır onca karmaşa,
uyuyakalmışsındır,
rüyadır,
yada riya...
Kim bilir belki az sonra,
Küstürdü isen kelimeleri ,
şair kalemi tutsa ne yazar,
hiç bir kağıt kabul etmez artık
adına yazılmış şiirleri...
Üşüyen yüreğini ellerinde ısıtırsın da,
kıyamazsın ellere vermeye ellerini,
vakit gecedir düşler sokağında bir ıssızlıkta,
kaybolmuşluğunu ararsın ,bulamazsın...
Binalar birer birer yıkılır sanki üstüne,
HAFTANIN ŞAİRİ: Çağdaş DURMAZ – Edirne (By _Axi _Protest şairler akımı Grubu kurucusu) .
nice başarılara imza atman dileğiyle
başarın daim olsun
DÜNYA ŞAİRLER BİRLİĞİ grubunda HAFTANIN ŞAİRİ olmasından dolayı
yürekten kutluyorum genç şairi