Sen başımda tacım,
gönül ilacım,
sevgi ağacımsın.
Dünya döndükçe, devran durmadıkça
ben de senin etrafında dönüp, dolanırım
sevgi ve aşk ile..
Canım Kızım Zeren’e Mektup-2
Biriciğim şimdi bir yaşına bastın bugün... Zaman ne de hızlı geçiyor. Daha dün gibi halbuki doğduğun günü anımsadım. Sabah saat 08:45’de gözlerini açtın dünyaya… Ve kapıda seni bana ilk gösteren Şenay ablamdı. Minicik, nur topu, harika bir bebek, bu şimdi benim kızımdı. Şaşkınlığım, heyecan ve coşkulu bir ruh hali kapladı her yanımı. Sağ kaşının üzerinde ben vardı ilk fark ettiğim. Sonra içime sığdıramadım güzel kızım seni. O kadar masum ve korumasızdın ki, sensiz bir dakikamı geçirmek istemedim… Sen dünyamın güneşi, hayatımın orta merkezi oldun canım kızım. Sana bakmak ve seninle zaman geçirmek en keyifli anlarım oldu hep… Şimdi büyüdün de bir yaşına da girdin Zeren’im. Sevgilerin en büyüğü, duyguların en yoğununu yaşattın bana - annene ve çevrendekilere… Sana çok güzel cümleler kurmak isterim. Bu yüzden ne yazacağımı bilemiyorum. Nasıl ifade etsem bilemiyorum, içimde ezgi tutturan bu sevinç dalgasını… Senin baba deyişin ne güzeldir. O an dünyalar benim oluyor biliyor musun? Canım kızım benim, güzel Zerişim, adına kurban olduğum. Seni çok seviyorum. İyi ki doğdun bir tanem, iyi ki varsın canım yavrum. Sağlık ve mutluluk ile nice uzun yıllar birlikte yaşamak umuduyla, gözlerinden öperim.
Kurban Olam Güzel Zeren
Sevgi Ablam
Gariplik, gurbetlik, kimsesizlik zordur
Uzak mesafeler, dosttan gelmez haber
En sevdiklerin ellerinden kayıp gider
Yaprak dökümü misali birer birer...
şatafatlı yerlerde durmazdın
nerede kırık-dökük kır kahvesi varsa
işte orada daha mutlu olurdun
kenar mahallelerinde, asırlık ağaç dipleri
yüzleri kavruk bu insanlar
yalınayak çocuklar ve yarı çıplak
Vazgeçtim aşklardan, sevdalardan
Bıraktım kendimi yalnızlığın kollarına
Zaten hep öyle yapayalnız değil miyim?
Vazgeçtim dostlar beni sersem eden duygulardan vazgeçtim.
Yenilgiyse eğer gerçekten ilk kez yenildim
Sensizlik alıp götürür beni,
Bir yalnızlık diyarına.
Ve kalırım boynu bükük,
Ellerim koynumda biçare,
Ve perişan...
Dayanırım bir sonraki acıya,
yaşamak diye bir endişe başlar
gönülde sızı sızı bir esinti
ne denir bu karışık düşünce cümbüşüne
kaplar benliğini ansızın hasret
başın dumanlı, yüreğine usulca
yavaş yavaş damlar özlem kırıntıları
Tek başına toprak damda
tek başına ölüm zor iştir
canım Elif halam, kimsesizim
garip kalanım, çorak yanım
dağların ardında ne gelen var
ne haber eden, çocukların uzakta
Küçük çocukken, kocaman hayaller kurardık
Köyümüzün bıçkın delikanlısıydı onlar
En çok da ona benzemek isterdim
Bakışları sertti, yüreği cesurdu
Hani gözü kara derler ya işte öyleydi
Haksızlığa, zorbalığa direnirdi
en iyi arkadaşım benim
yüreği bir pırlanta
melekleri kıskandıran yüzü
arkadaş canlısı, hüzün bakışlım
yani en iyi dostum
dostluktan öte sırdaş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!